Gönderi

"Benim burada ilk öğrendiğim gerçek, Türkleri tanımadığımız oldu. Fransızlar sizinle bizden çok önce ilinti kurdular. Politikacılarımızın, yüksek rütbeli subaylarımızın hemen hepsi, Türkleri, bugünkü yenik hallerinde, Hintlilerle, hatta Afrikalılarla eşit sayıyorlar. Oysa siz Türkler yüzyıl öncesine kadar dünyanın en büyük imparatorluklarından birine sahiptiniz. Yüzyıl öncesine kadar teknikte de pek büyük bir fark yoktu sizinle bizim aramızda... Biz buharı makineye uyguladıktan sonra sizi hızla geçtik." "Durdunuz mu üstünde? Siz buharı makineye uyguladığınız halde, biz neden yapamamışız bu işi?.. Örnek önümüzdeyken... ' Batılılaşmaya da yöneldiğimiz halde?" "— Buharı makineye uygulayanlar burjuvalardır. Bana kalırsa burjuvalarınız olgun değildi sizin... Hatta bir bakıma, bizdekine benzer burjuvanız hiç yoktu?" "Neden, yok?" "Bence... Bizans uyuttu sizi... Bu benim kişisel düşüncem... Belki yanlıştır. Çürümüş Bizans, Türk’ün canlı ruhunu bozdu, yumuşattı, nasıl derler, pelteleştirdi. Gerçek budur bence... Bu ne kadar gerçekse Türkler’in çekildikleri Anadolu’da, kendilerinin gerçek fikirlerini tanımamış bir dünyaya karşı çıkacakları, el ele, gönül gönüle verip direnecekleri de o kadar gerçektir. Uzun yıllar Anadolu insanlarının arasında yaşadım. Cevherinizi inceledim. Dayanışma geleneğiniz var. Zümreler arasındaki uçurumları er geç kapatacaksınız. Türkler sık sık, kolayca yer değiştiriyorlar. Tarihte bu böyle... Yeni yerlerine rahatça yerleşiyorlar. Orasını savunmaya hazırlanıyorlar. Ben bunu, özellikle Rumeli göçmenleriniz için söylüyorum. Sizin bir başka özelliğiniz de, karanlıktan çıkıp başınıza eçenlerin kimliğini aramamanız, onları hemen hemen hiç yadırgamamanızdır. Çok önemli bir milli özelliktir bu, pek büyük bir güçtür."
Sayfa 38
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.