Yazardan okuduğum ilk kitap kızlar biliyor Körleşmeden sonra kitaba karşı bir ön yargım vardı kızlarada söylüyordum ben bunu okuyamam bak sevmezsem yarım bırakırım diye neden bilmiyorum ama kitaba bir yükselemiyorum peki sonuç ilk ben bitirdim Allahım o ne satırlar öyle o nasıl bir konu öyle şiir gibi bir anlarım sizi öyle bir içine çekiyor ki bazen ağır ağır bazen de acaba ne olacak diye hızlı hızlı okuyorsunuz. Kitapta ne ararsam var biraz polisiye biraz aşk ölümde var yolculukta geçmişte gelecekte ama hepsi bir kapıya çıkıyor şiirlerle kurulan bir ülke.
•
Kitabın konusundan kısaca bahsetmek gerekirse; Yeryüzü denilen bir gezegenin en büyük kara parçası sayılan Anakara’da geçiyor tüm hikaye yazarımız şiirlerle can bulmuş bir ülke inşa ediyor öyle bayraklarında kale girişlerinde savaşlarında kahvelerde sokaklarda evlerden her yerde şiir var hayatı ve hayali şiir olmuş tüm kişiler okuyorsunuz düşünün her gün şiir geceleri kuruluyor eğer ki bir şair olmak istiyorsan şairin kuyusuna gidip şiirini okuman lazım kuyu senin sesini sana getiriyorsa eğer artık şair sayılırsın eğer ki getirmezse ya şiirini olmamıştır yada artık başka dala yönelmen gerekiyordur. Peki bu kadar muazzam bir dünyada kötülük olur mu? maalesef ki her yerde olduğu gibi burada da kötülük var insanın olduğu her yerde hırs var rekabet var kıskançlık çekememezlik var…
•
Ve tüm bu hikayelerin hepsi elli yıl boyunca yurdundan uzak kalan kimliğini gizleyerek dolaşan eski bir usta şair, yıllarca kendini kitaplarla dolu bir şiir filozofu yanına iki küçük çıkarak alarak çıktığı yolu, yalnızca şairleri öldüren bir katilin ve onun peşine düşen cesur bir atlı polis memurunu anlatır hikaye bu karakterlerin yolu bir bir kesişmeye başlar. Peki sonuç? KESİNLİKLE VE ŞİDDETLE OKUMANIZI ÖNERİYORUM..