Gönderi
Vee yeni bir seriye daha girişmiş oldum. Son iki, iki buçuk yıldır halihazırda devam ettiğim serilerden bazılarını bitirmeden veya o serilerde ilerleme kaydetmeden yeni serilere başlamama gibi bir yol izliyorum. Bu sayede hem fiziksel kütüphanem düzene girdi hem de daldan dala sonunu görmeden atlamayı kestim. Yani Kötülerin Krallığı'nı izlediğim ve kaydettiğim tüm videolarına rağmen bu zamana dek sabırla okumayı bekledim. SONUNDA. BURADAYIM.
Beklentimi çok yüksek sandıysanız, yok değildi. Karındeşen Jack serisinin son kitabına yaptığım incelememde yazarın kitaplarını tereddütsüz almayacağımı söylemiştim. Kötülerin Krallığı'na şüpheyle yaklaştım ve sevdim.
Emilia ve Vittoria ikiz cadılar. Annesi de babası da cadı ailesinden geliyor. İtalya'da bir zamandalar. Anneanneleri küçüklüklerinden beri onlara Cehennemin Prenslerini, Kötüleri, Malvagileri anlatıyor ve hep her an bir bela onları bulacak tavrında. Bir gün korkulan oluyor ve Vittoria ölü bulunuyor. Spoiler değil, kitabın konusu bu. Emilia da kardeşinin katilini bulmaya çalışıyor ve kardeşinin adımlarını takip ederken yanlışlıkla bir Cehennem Prensini, Öfke'yi çağırıyor.
(Ara not: Bazılarının aksine karakterin isminin İngilizce bırakılmamasını doğru buluyorum. Sadece adını Gazap olarak çevirseler daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum. Kararsızım.)
Böylece Emilia hep uzak kalması, korkması öğütlenmiş yaratıklardan biri ile farklı sebeplerden ateşkes yapıyor ve kardeşinin ölümünü araştırıyor.
Ben Emilia'nın tereddütlü, hassas, öğrenmeye çalışan kişiliğini sevdim. Audrey Rose'a kıyasla yazar karakterini daha iyi törpülemişti. Umarım 2. kitapta da bunu devam ettirebilir. Gençlik kitabı. Genel okuyucu kitlesi için kitabın psikolojik ve kurgusal derinliği güzel.
Daha önce de cehennem prensleri ve yedi ölümcül günah temalı kitaplar okudum. Konuya aşinaydım, sadece bu kitabı diğerlerinden farklı kılan bir cinayet etrafında şekillenmesiydi. Ben yazarın imzası olan bu konseptten çok keyif alıyorum.
·
155 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.