"Hayat Her Gün Yeni Bir Mucize İle Karşılaştırsın"
Benim edebi dünyamın şekillenmesinde katkısı en çok olan kadın yazarların başında Pearl Buck geliyor. Ülkemizde bir zamanlar yayınevlerini zengin etmiş bu yazarın artık günümüzde adı bile bilinmiyor. Haliyle yazarın kitaplarına artık tozlu sahaf rafları dışında rastlamak zor. “Ebedi Mucize”nin çevrilmesi benim gibi bir okur için gerçekten mucize ötesi bir şey oldu. Kitaba kavuşmam da bir Mucize’nin mucizesi oldu. Okuduğum 41 Buck kitabı içinde beni en çok şaşırtan kitabı bu. Daha önce okuduğum hiçbir kitabına benzemeyen bir kitap bu. Öyle ki bu kitabı onun yazdığına bile hala şüpheyle bakıyorum. Çünkü üslup ve konu bakımından yazar çok farklı bir kulvarda bu kitabında.
Pearl S. Buck Nobel Edebiyat Ödülünü ilk kazanan ABD’li kadın yazar. Yazarın neredeyse tüm hayatı Çin’de geçmiş. Kitapları da ekseriyetle Çin toplumu üzerinedir, bunun dışında yazar kitaplarında Doğu ile Batı kültürlerinin bir karşılaştırmasını, bir sentezini yapmıştır. Yazarı tanımak isteyen okurlar için öncelikle 
Ana ve 
Mübarek Toprak kitaplarını önerebilirim.
Bu kitabında yazar Rann adında özel bir çocuğun mucizevi doğumundan gençlik yıllarına uzanan hayatını ele alıyor. Çan eğrisinin uç kısımlarında yer alan bireylerin ne kadar özel olduğunu hatırlatmaya gerek yok. Bu bireylerin dünyayı algılama biçimleri, insan ilişkileri normal tabir ettiğimiz bireyler gibi olmaz hiçbir zaman. Rann dahi sınıfına rahatlıkla dahil edebileceğimiz bir çocuktur. Birinci sınıfta akranları okuma yazmayı öğrenmeye çalışırken Rann’ın zihni elektrik üretebilecek makineler tasarlamakla meşguldür. 12 yaşında üniversiteye gidecek durumdadır. Rann hayatı okulda değil kitaplardan öğrenmeyi tercih eder. Okulun zihinsel gelişimini engellediğini düşünür. Küçük yaşına rağmen dünya turuna çıkar. Kitap aslında bir çocuğun duygusal gelişimi üzerine daha çok. Bildungsroman kategorisine sokabilir miyiz bilmiyorum ama benzerliklerin çok olduğunu söyleyebilirim.
Kahramanımız topluma özellikle duygusal olarak adapte olmaya çalışıyor. Her tanıştığı insan hayatında farklı bir boyuta kapı açıyor. Bir kapının kapattığını başka bir insan açıyor. Daha ergen bile diyemeyeceğimiz bir çocuğun cinsel konulardaki merakı çeşitli insanların elinde manipüle ediliyor. Sadece cinselliği değil zekâsı ve başarıları da istismara uğruyor. Acı çekiyor, uyum sağlayamıyor. Akademik konularda zirvede olsa da insan ilişkilerinde genellikle başarısız oluyor. Ancak tüm bunlarda rağmen yine de sağduyu ile içsel dengeyi sağlamayı başarıyor. (Bana göre) Bu kitabı okurken aklıma “Forrest Gump”ın dahi versiyonu geldi. Aynı şekilde Doris Lessing’in “Beşinci Çocuk” kitabındaki Ben karakteri de gözümde fazlasıyla canlandı. Artık özel çocuklara dair yazılmış kitapların arasına Rann’ın hikayesini de dahil edebilirim.
Mucizeler her an her yerde herkes için gerçekleşiyor. Bu mucizeler ancak kaybedilince anlaşılıyor. Her mucizenin ebedi sürmesi temennisiyle…
Teşekkür ederim.
··
504 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.