"Bütün romanların seven kadını, bütün dramların kadın kahramanı, bütün şiirlerin belirsiz kadınıydı." . . . Uzun süredir okurken bu kadar yorulduğum, bunaldığım ve defalarca bırakma noktasına geldiğim bir kitap okumamıştım. Hakkını vermek gerekir ki işlediği konu ve vermek istediği mesajlar bakımından yazıldığı dönemde çığır açan bir kitap Madam Bovary. Ancak Flaubert'ten okuduğum ve bildiğim en ünlü eseri olan kitap, sürükleyicilik bakımından tam bir hayal kırıklığı. Günümüz dünyasından baktığımızda Madam Bovary bir kadın karakter olarak yerden yere vurulabilir, ancak kendi dönemi baz alındığında çok fazla yargılanabilir mi tartışılır. Eseri spoiler vermeden yorumlamak biraz zor. Özellikle evlilik kurumunun kutsallığı hemen her toplumda genel sayılacak bir gerçekken... Dönemin Fransız toplumu kanımca bu konuda hem çok zayıf hem de oldukça tutucu. Mutsuz bir evlilik yaşayan Madam Bovary (Emma) ihanet gerçeğiyle hem içsel hem dışsal bir mücadele içindeyken, bulunduğu çevreye ve kendi karakterine sıkışıp kalma durumunu mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Emma'nın eşini ve çocuğunu sevememe durumu, bağımsız olmak isteyen uçarı kişiliği, tutku düşkünlüğü özellikle bir kadın karakter olarak onu fazlaca yergiye açık hale getiriyor. Haksız bulsam da bu eleştirilerin kaçınılmaz olduğu gerçeği değişmiyor. Diğer yandan toplumun sözde ahlâksızlık karşıtı tavrına yapılan vurgu ve erkek yüceliğinin yerden yere vuruluşu takdire şayan. Asıl çürümüşlüğün kadında değil, evli bir kadına gösterilen yaklaşım tarzında, yoğun dini söylemlerde ve bilimi dahi çarpıtan cahillikte olduğunun vurgulaması bir devrim. Keşke bu kadar sıkıcı ilerlemeseydi... Belki de Flaubert herkesin harcı bir yazar değil, bilemiyorum... Dönemi anlamak, başkaldırıyı görmek açısından okunmalı ama ön yargısız bir şekilde! Keyifli okumalar.

Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233.3k okunma

·

72 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Asrın Kar