Eh~ Bitti ve GittiSosyal medya gerçekten takdire şayan bir mecra. Şu kitabı görüp hakkında o kadar övgüyü okuyunca "Yahu güzel bir şey herhalde, alayım da günüm renklensin," demiştim.
Oldukça monoton ve düz bir kitaptı. Marin isimli, annesinin ölümünden sonra hayatını yaşamaya korkan bir kadının, kız kardeşi tarafından tufaya getirilmesini okuyoruz.
Marin on sekizinden beri maceraperest kız kardeşi Sadie'ye kendini adamış gibi görünüyor. Hayatının merkezine yakın bir yerde mutlaka kız kardeşi var. Bu kız kardeş bir gün gelip ablasına birlikte bir tatile çıkmak istediğini söylüyor. Ve ablasının hayatını yaşaması için onu uçakta ekiyor.
Güzel başladı diye seviniyordum. Ama her şey o kadar... hareketsizdi ki. Marin, harika bir adaya gidiyor ve tesadüfler üzerine tesadüfler yaşayarak Lucas isimli zengin beyimizle takılmak zorunda kalıyor. Bu adamların hepsi de zengin bu kitaplarda. Hepsinin imparatorlukları var, başka türlü kadınlar olarak aşık olamıyoruz belli ki.
Her neyse... Ben bu kitapla ilgili olarak en çok 'ağlama' kısmını merak ediyordum. Biraz ilerledikten sonra bariz bir şekilde neden hüzünlü bir yere çekildiğini anlıyoruz zaten. Ama bu olay çok normal bir şeydi ve insanların ciğerlerinin neden söküldüğünü söylediğini anlamadım. Evet, oldukça talihsiz ve üzücüydü ama "Yanınıza mutlaka mendil alın!" diye de yakarmam.
Ben karakterler arasında bir yakınlık kuramadım. Bana pek samimi gelmediler. Tatilde karşılaşmış ve bir şekilde birbirlerinden hoşlanmış iki kişiyi yazmış yazar. Bir aşk hikayesi falan diyemem. Saba'nın doğal güzellikleri ve manzara betimlemeleri de bana göre donuktu.
Bilmiyorum, genel olarak kitabı beğenmedim. Kitap yarım bırakmak da çok zorlanmadıkça yapacağım bir şey olmadığı için devam ettim. Kitap berbat değildi ama akıcı olduğunu da söyleyemem.
Verdiğim puan Sadie'ye hastır çünkü gerçekten komik ve canlı bir karakterdi. Onun diyologlarına oldukça güldüm.
Bu kitabın arkasında özellikle verilmek istenen bir mesaj vardı belki ama yazım tarzından dolayı bence geride kalmıştı. Hiçbir olay, heyecan, merak unsuru yoktu. Düz bir yazı gibiydi.
Benim tavsiye listemde olmayacak. Büyük ihtimalle kısa sürede ne olduğunu da unutacağım. Çünkü hatırlamam için geride bir şey bırakmadı.