Gönderi

385 syf.
9/10 puan verdi
Saramago’ya Göre İsa ve İncil
"Hepimiz mucize peşine düşecek değiliz. Zamanla küçük ağrılara acılara alışır, onlarla yaşamayı öğrenir, ilahi güçlere başvurmayı aklımızın ucundan geçirmeyiz. Ama günah bambaşka bir mesele, günahlar derimizin altına girer ve bize ıstırap çektirir, topal bir bacak, kırık bir kol ya da cüzam yarasının aksine, günah içimizde büyüyerek çürüyen bir yaradır." (Sayfa 349) Böyle bir kitabı yazmak için bir kişide cesaret ve delilik olması gerekir. Dinlerin dogmatik yapısı böyle bir kitabı yazmak için gereken cesareti büyütüyor sanırım. Zaten yazarın bu kitabı yazdıktan sonra Portekiz hükümetiyle problem yaşayıp ülkeyi terk etmesi, Vatikan tarafından yasaklı hale gelmesi de bunları doğrular nitelikte. Bu tabi sadece Hristiyanlık dinine tabi olduğunu söyleyen kişilerde değil diğer dinleri takip eden kişilerde de mevcut. Son olarak
Salman Rushdie
Salman Rushdie
'ye yapılan saldırı da bunun örneklerinden biri. Bu kitabı okurken bakış açınıza göre çokça kızabilir, eleştirebilir, edepsiz ve terbiyesiz olarak görebilir, vay be adam yeniden İncil yazmış, burada dalga mı geçmiş yoksa gibi değişik yorumlarda bulunabilirsiniz. Tüm bu değişik yorumlardan önce kanaatimce Saramago'nun tüm yapıtlarında da görülen Katolikliğe karşıtlığını, din karşıtlığını, ateist olduğunu ve en önemlisi bir ironi ustası olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. Sonuçta o bizim istediğimiz şeyleri yazmak motivasyonuyla yazmamış bu kitabı. Eğer kutsal değerlere bağlı, bu konudaki eleştirileri ve yorumları kabul edemeyen biri iseniz bence kitabı okumamalısınız. Canınızı sıkacak düşünceler bulabilirsiniz. Eğer hedefiniz sorgulamak, düşünmekse kitabı beğeneceğinize eminim. Ben edebi açıdan yorum yazmaya ve yazarın eleştiri getirdiği noktaları bahsetmeye çalışacağım. Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere yazar İsa'nın gözünden bir İncil anlatısı oluşturmuş, onun Meryem'in rahmine düşmesinden itibaren başlatmış anlatımını. Kronolojik bir şekilde de çocukluğunu, gençliğini anlatmaya devam etmiş. İsa mucizeleri ve dini önemini dışında bir insan gibi tüm zaafları ile anlatılmış. İsa'nın havarileri ile karşılaşması, Mecdelli Meryem'le tanışıp ona aşık olması gibi olaylar İsa'nın gözünden anlatılmış. Kitap bu kronolojik anlatımı nedeniyle sizi araştırmaya da itiyor ve siz kendinizi araştırırken bir hayli vakit geçirirken buluyorsunuz. Ayrıca İsa'ya İslamiyet ve Musevilik gözünden nasıl bakıldığını kısa da olsa bu araştırmalarda görüyorsunuz. Kitabın en başından itibaren yazar o dönemki toplumda ve daha genel anlamda Hristiyanlıkta kadına karşı olan bakış açısını eleştiriyor. ("...çünkü bu dilde dindar ve dürüst kelimelerinin dişil hali bulunmaz." sayfa:21). İsa'nın dünyaya gelmesiyle Adem'in dünyaya gelmesi arasında paralellikler kuran yazar, dinlerin "baştan çıkarmaların kadınların zayıflığından kaynaklandığı" düşüncesini eleştiriyor. (Havva yüzünden cennetten kovulmanın gerçekleştiği söylenir.) Saramago'nun asıl derdinin dinlerden çok onları elinde tutup kullanan kişilerle olduğunu düşünüyorum. Mesela İsa'nın sünnet derisinin Papa tarafından bulunmasını, saklanıp sergilenmesini ve bu deriyi görmek için giden insanları diline dolar Saramago. Ancak öte yandan ciddi bir Tanrı eleştirisinin de olduğunu söylemek zorundayım. Tanrı'nın nasıl vahşet, kan ve yıkımdan zevk aldığını sorar mesela. (Ateist olduğunu başta belirtmiştim.). Bu kitabın yazılma amacının da sorgulamak ve soru sormak olduğunu bu gibi bölümlerle açık bir şekilde anlıyoruz. Saramago'ya göre Tanrı'nın gücünün bir sınırı vardır, hataları vardır. Eserinde kurban etme ibadetini de eleştirileri arasında yer vermiştir. "Çok şey beklememek gerek, ne de olsa Tanrı'nın gücünün bir sınırı olduğu gibi meleğin gücünün de bir sınırı var." (sayfa 104) "Ey Tanrım, ne zaman insanoğlunun karşısına çıkıp kendi hatalarını itiraf edeceksin." (Sayfa 120) "Kuzuyu göğsüne bastıran İsa, Tanrı'nın neden, sunağa dökülen bir tas sütle, ya da bir avuç buğdayla tatmin olmadığını anlayamıyor, bir canlıdan diğerine aktarılan özsuyunun ya da ebedi ekmeğin ham maddesi olan buğdayın neden değersiz olduğuna akıl erdiremiyor." (sayfa 214) Sanırım kitabın en doruğa ulaştığı kısım Tanrı, İsa ve şeytanın konuşmaları kısmıdır. Yazar, Hristiyanlıkta İsa'nın Tanrı olarak görülmesi inancını sorgular bu kısımda. Yazar bu kısımda, Tanrı'nın Şeytan'a bilerek müdahale etmediği, Tanrı'yla Şeytan'ın bir mi oldukları gibi birtakım sorgulamalarla bırakır sizi. Başta da belirttiğim gibi eğer kutsal değerlere bağlı, bu konudaki eleştirileri ve yorumları kabul edemeyen biri iseniz bence kitabı okumamalısınız. Canınızı sıkacak düşünceler bulabilirsiniz. Eğer hedefiniz sorgulamak, düşünmekse kitabı beğeneceğinize eminim. Ben edebi açıdan yorum yazmaya ve yazarın eleştiri getirdiği noktaları bahsetmeye çalıştım. Saramago müthiş bir yazar, okurken zekasına ve ironik diline hayran kalıyorsunuz. Kendine has üslubu zor gibi görünse de çok akıcı bir eser bu kitap. Sizi şaşırtan, kafanızda sorular sorduran ve etkileyen bir kitap arıyorsanız hiç durmayın buyurun okumaya. İyi okumalar. "Kim olursa olsun, nerede olursa olsun, ne iş yaparsa yapsın her insan günahkardır, çünkü günah insandan insan da günahtan ayrılmaz, insan gümüş para gibidir, çevir arkasını günahı göreceksin." (Tanrı, Sayfa 324)
İsa'ya Göre İncil
İsa'ya Göre İncil
José Saramago
José Saramago
#din #Hristiyanlık
İsa'ya Göre İncil
İsa'ya Göre İncilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20182,444 okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.