Gönderi
Ah be canavar, sana sefil diyenler utansın!
Küçüklüğünden beri bilime ve özellikle doğaüstü bilime ilgi duyan Viktor Frankenstein isimli genç bilim adamı gittiği üniversetedeki yeni öğretmeninin ufkunu açmasıyla çalışmalarını daha da heyecanla devam ettirmeye başlar. Bu yaptığı deney ise kendi yaptığı bir bedene can vermektir. Deney sonuca varır ve bu beden uyanır ancak bilim insanı daha o anda icadından tiksinir ve kaçar. Bu bilim adamı ağır bir hastalık geçirirken bu canavar ise kaçar ve insanlardan dostluk arar. Ancak daha yaratanının bile acımadığı bu yaratığa diğer insanlar da acımamıştır, bu yolda gittikçe insanlara düşmanlık duymaya başlayan bu canavar kendi türünden bir canlı daha istemek için bu bilim adamının peşine düşer.
Öncelike şunu söylemeliyim ki bu kitabı okumak bana o kadar da kolay gelmedi. Kitabı okumak için -özellikle başlarında- çabalamanız gerekiyordu. Ama bu çabaya kesinlikle değer, kafanızı toplayıp okudunuz mu merakla takip ettiğiniz bir hikayeye ulaşıyorsunuz.
Kitap üstüne kurulduğu düşünceler bakımından da çok doyurucuydu. Canavar masum doğan bir ruhtu ancak insanlar bu ruhu görünüşü ve farklılığı nedeniyle dışladığı için gittikçe etik değerleri değişen canavar insanları öldürebilecek bir duruma geldi.
Kitap bunun yanında aynı zamanda bir bilim insanının buluşu hakkında ne kadar dikkatli olması gerektiğini anlatıyor. Bilim insanı buluşunun kendini tatmininden öte insanoğluna faydası ve zararı, kontrolden çıkıp çıkmayacağı ve amacını aşıp aşmayacağını düşünmeli buna göre bu icadını tarihin listesine eklemeli. Bu fikrin doğruluğunu anlamama bu eser çok yardımcı oldu.
Kitabın tarihi öneminden ise şu cümlelerle bahsedeceğim: Kitap Dünya'nın ilk ve en önemli bilim kurgu romanı örneklerinden biridir. Ayrıca yazarın ilk romanı -bildiğim kadarıyla- olmasına rağmen cidden kaliteli ve takdire değer bir eserdi (Bu konuda yazarın başarılı edebiyatçılardan oluşan bir çevreye sahip olmasının da etkisi olabilir.) Özellikle kadınların pek de güzel bir bakış açısıyla izlenmediği bir dönemde böylesine başarılı bir yazarın çıkması ve iki yüz yıl sonra bile zevkle okunabilmesi beni çok gururlandırdı.
Kitapta Viktor Frankenstein'ın canavarı nasıl yarattığını anlatmaktan dikkatle kaçınması, hikayeye etkileyici detaylar eklenmesi hikayeye gerçekçilik katmıştı. Canavarı görmüş gibi oldum ve bol bol canavarla kendimi bağdaştırıp haline üzüldüm. Bu konuya şöyle açıklık getireyim:
Hepimiz annemizin karnından masum çıkıyoruz; içinde kötülük besleyen kötülüğe, iyilik besleyen iyiliğe yönelebiliyor ancak bu konuda insanların bize davranışları, tavırları da bizi etkiliyor. O yüzden size karşı iyi davranmak isteyen insanları dikkatle gözleyin bazen onları kolayca kırıyorsunuz ve hiç umrunuzda olmuyor. Tek suçu farklı olmak olan -veya olmayan- iyi kalpli bir varlığı kötü bir canavara dönüştürmeyin, davranışlarınızı ölçüp tartın lütfen.
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202014.2k okunma
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.