Gönderi

Evlilik üzerine şahit olduğum yanlışlar üzerine buraya içimi döktüm.
Şöyle bir şey okumuştum: Adamın biri kadının birine sormuş: ''Nasıl bir erkek arıyorsun?'' Kadın bir süre sessiz kaldıktan sonra adamın gözlerinin içine bakarak sormuş: ''Gerçekten bilmek istiyor musun?'' Adam biraz isteksiz, ''Evet'' demiş. Ve kadın başlamış anlatmaya: ''Bugün ve bu yaşta bir kadın olarak, bir erkeğe onun benim için benim kendime yapabileceğimden fazla ne yapabileceğini soracak konumdayım. Kendi masraflarımı karşılayabiliyorum; bir erkeğin ya da bir başka kadının yardımına gerek duymadan evimi idare ediyorum. Böyle olunca, 'Sen masaya ne koyuyorsun?' sorusunu sorma konumundayım." Adam kadına bakmış. Paradan söz ettiğini düşünüyormuş. Kadın hemen bu düşünceyi düzeltmiş: ''Sözünü ettiğim, para değil. Ondan öte bir şey istiyorum. Hayatın her alanında mükemmeliyeti arayan bir erkeğe ihtiyacım var.'' Adam arkasına yaslanıp kollarını kavuşturarak kadından biraz daha açıklama istemiş. Kadın başlamış anlatmaya: ''Kendini zihnen mükemmelleştirmeye çalışan birini istiyorum, çünkü sohbet ve zihnen uyarılma arıyorum. Basit bir adama ihtiyacım yok. Ruhen mükemmelleşmeye çalışan birini arıyorum, çünkü dengesiz bir birleşmeye ihtiyacım yok. İnananlarla inanmayanların bir araya gelmesi felakete yol açar. Bir kadın olarak yaşadıklarımı anlayacak kadar duyarlı, ayağımı sağlam basmamı sağlayacak kadar güçlü bir erkek arıyorum. Saygı duyabileceğim birini arıyorum. Ona boyun eğmem için onu saymam gerekir. Ben ona ne kadar dürüst ve açıksam, onun da bana dürüst ve açık olması gerekir. Kendi işini, hayatını yürütemeyen adama boyun eğemem. Boyun eğme konusunda sorunum yok… Yeter ki buna değer biri olsun. Tanrı, kadını erkeğe eş ve yardımcı olarak yaratmış. Kendine yardım edemeyen adama ben yardım edemem.'' Kadın, aklından geçenleri böyle döküverdikten sonra adama bakmış. Adam yüzünde şaşkın bir ifadeyle oturakalmış: ''Çok fazla şey istiyorsun.'' demiş. ''Değerim çok fazla.'' diye yanıtlamış kadın. Bunu niye paylaştığımı soracaksanız hemen açıklayayım. Çok fazla dengesiz çift gördüm bu gerek yaş olsun gerek eğitim seviyesi olsun birçok yönden yanlış karar alıp ömrü boyunca mutsuz olan insanlar var. Arkadaşlar gerek kız gerek erkek fark etmez önce kendi değerinizi kendi düşüncelerinizi yani kısacası önce kendinizi tanıyın ki karşınızdakinden beklentilerinizi anlayabilesiniz. Sırf medeni haliniz değişsin diye, ya da yaşınız geçiyor diye evlenmeyin. Ev işlerini yapsın / bana para getirsin deyip evlenen ve ömür boyu birbirine yabancı olan çiftler var. Sorsanız mutlu değiller ki birbirlerini ihtiyaçları için araç bellemişler çünkü. Eşimizin bizim için araç değil amaç olması gerek. Mutsuz bir evlilik yaparsanız eğer siz doğan çocuk da mutsuz olur ve o çocuk sizin yaptığınız hataları kuvvetle muhtemel yapacaktır. Çünkü "annem/ babam da böyle yaptı" diyecektir. Yanlış eş seçimi yapan bir hocam demişti ki "İnsan daha nişanlıyken anlıyor aslında yürütülemeyeceğini" Nişanlı olup defalarca nişan atmak isteyen insanlar gördüm sırf ailesi yüzünden atmıyor. Arkadaşlar bu hayatı siz yaşıyorsunuz aileniz değil. Lütfen içinize sinmeyen bir evlilik yapmayın. Sonra "ailemin suçu" deyip kendi suçluluğunuzu, vicdanınızı susturmak için suçu ailenize yıkarsınız. Çünkü insanoğlu sorumluluk almamak için suçlu arar. Hâsılı çok konu var da yeterince uzadı yazı o yüzden burada bitireyim. Okuduysanız buraya kadar teşekkür ederim.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.