Gönderi
Afrika'nın Kavşağı - F. LETACONNOUX /Okuduktan sonra gitmek isteyeceksiniz!
Tanzanya,
Afrika'dan bir köşe!
Köşe dediğime bakmayın, Afrika'ya ait her şeyi bulabileceğiniz, gittiğinizde bütün Afrika'yı gezmiş kadar olacağınız bir ülke.
Ben demiyorum, orayı gezen ve hatta bir süre orada yaşayan yazar diyor!
"Tanzanya'yı Afrika'ya dair her şeyi bulabileceğiniz minik bir mozaik olarak düşünüyorum." (s. 14)
Gitmeseniz de birçok güzelliği duymuş, video ve resimlerini görmüşsünüzdür mutlaka:
Kilimanjaro Dağı,
Ki dağ deyip geçmeyin, Afrika'nın çatısı. Ernest Hemingwey'i severek okuruz, ünlü romanı Kilimanjaro'nun Karları'nı bu dağa bakarak yazmış.
Serengetti Milli Parkı,
Ngorongoro Koruma Alanı,
Hayvanların o muazzam göç yolculuğu.
Zanzibar,
Köle ticaretleri,
Baharat turları,
Safari,
Albinoların zorlu yaşam koşulları ve daha niceleri...
"Dünya benim ülkem, insanlar benim kardeşlerim, iyilik yapmak da benim dinimdir." /Thomas Paine
Kitap fotoğraflarla desteklenmiş. Okurken sıkmıyor ve o coğrafyayı gezip görme isteği uyandırıyor. Gülten Dayıoğlu'nun gezi kitaplarında bu duyguyu hissetmiştim en son. Ve Özgür Balpınar kitaplarını okurken Afrika'ya gitme isteği duymuştum. Şimdi bu kitabı da okuduktan sonra "Afrika'ya gitmeden ölmemeliyim," diyorum.
Bir şairin dediği gibi, "Herkes zamanda yolculuk yapıyor aslında. Anılarıyla geçmişe, hayalleriyle geleceğe." (s. 14)
Kitabın en güzel yanlarından biri de edebi olarak desteklenmiş olması. Yazar yalnızca gezip gördüğü yerleri tarihi ve coğrafi olarak tanıtmamış araya konuya dair dizeler de sıkıştırmış:
Ücra ormanlarda bir haz vardır;
Issız kıyılarda mest olurum;
Hiç kimsenin rahatsız etmediği bir toplum vardır;
Derin denizlerde ve uğultusunda bir müzik vardır;
İnsanı daha az sevmem ama doğayı ondan çok severim. /Lord Byron
Afrika,
Dünyanın kanayan yarası,
İnsanların en büyük ayıbı,
Avrupa marka seçerken çocukların içecek su bulamadığı coğrafya,
19. yüzyılın sonuna kadar insanların köle olarak satıldığı kıta...
Eserdeki köle odalarını görünce içim cız etti. Kendilerini medeni diye tanıtan ülkeler yer altından yer üstüne ne varsa iliklerine kadar sömürüp gitmişler. Aklıma Aliya İzzetbegoviç'in çok sevdiğim bir sözünü getirdi: "Bunu hiç unutma evlat. Batı hiçbir zaman medenî olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur."
Yeni kitaplar keşfetmeyi, farklı türlerde okumayı seviyorum. Ve bu kitap son zamanlardaki en güzel keşfim oldu.
Yalnızca hayvanların değil güzel şeylerin de nesli tükeniyor dünyada. Ve bazı coğrafyalar hâlâ el değmemiş güzelliğiyle koruyor bu tükenişleri. Ne kültürlerin ne güzel insanların ne de hayvanların nesli tükensin... Keyifle okumanız, tüketicilerden uzak tutmanız temennisiyle.
·
971 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.