Gönderi

270 syf.
·
Puan vermedi
Nihayet Tüyap Kitap Fuarı'nda tanıştığım değerli şair, yazar Lider Ersan'ın Devlet Koydum Adını adlı kitabını okudum. Ama yorumunu ancak yazıp, paylaşıyorum. Konusu; arka kapakta; Çerkesya’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Bitlis’e; İstiklal Savaşından Seksenlere, Çerkes atalarından torunlarına uzanan bu serüven, erkek çocuk beklerken aileye sürpriz yaparak dünyaya kız çocuğu olarak gözlerini açan, nüfus memurunun deftere yazarken, bu ad erkek adı olur, “kız çocuğu adı bulun” önerisine, babası Üsteğmen Selim’in ben koyarsam kız adı da olur "Devlet koydum adını" inadıyla deftere yazılan Bir Kadın Hakim'in hikayesidir anlatılan, diye yazıyor. Lider Erşan: "İçimde edebiyat ateşini yakan babama, teşekkürlerimle, yapıtımı zorluklara DİRENEN yürekli ve SAVAŞÇI kadınlara ithaf ediyorum." diyerek bu kitapla okurlarına aktarmak istediklerini anlatmış. İlk bölümlerde aile geçmişini, Çerkesleri ve adetlerini anlatırken birkaç tanede Çerkesçe kelimeden bahsetmiş; Midze (ateş), Tijin (gümüş), haynepe (ayıp) gibi. Bunları okurken aklıma rahmetli anneannem geldi. Ben uslu ( ) bir çocuk olduğum için bana kızdığında devamlı 'haynape' derdi ve bende anlamazdım. Burada Çerkesçe sözcükleri okuyunca içim sızladı. Çerkesçe konuşanlar gittikçe azalıyor ve bu dil kayıt altına alınamıyor çünkü yazılı alfabeleri yok. Bir dönem bu konu ile ilgili çalışma yapılıyordu ama sonucu ne oldu bilmiyorum. Hakim Devlet Yeşilbağ'da adlı bölümde; "Günlerden cumartesi idi. O zamanlar cumartesi günleri yarım gün çalışırdık, hafta sonu tatili saat birde başlardı." (yıl 1966). O yıl doğmuş biri olarak bu sistemin sonuna yetiştim. İlkokula başladığımda sabahçı ve öğlenci olarak çift tedrisat vardı ( hep öğlenci olarak okudum). Cumartesi günleri de yarım gün okula giderdik. Saat 11.00 - 13.00 arası birkaç ders yapardık. Bu uygulama üçüncü sınıftayken 1974-75 öğretim yılında, Resmi dairelerle birlikte kaldırıldı. Devlet, tarih boyunca birçok farklı tanımı olan bir sözcük. Bu kelime halk üzerinde kavramsal olarak otoriteyi temsil eder. Devletin varlığı, bireylere göre üstün bir konuma sahiptir. (boşuna sosyoloji okumuyoruz ) Hakim Devlet de hem adının hem makamının omuzlarına yüklediği ağırlığı taşımaya çalışırken kimi zaman zorlansa da duruşundan ödün vermeden gerekeni yapıyor, sorumluluklarını yerine getiriyor. Devlet, dört kardeşin ikincisi ama ailenin denge unsuru, gerektiğinde ablasını bile idare ediyor. Kardeşleri ve ebeveynleri arasında köprü olup, orta yolu bulmaya çalışıyor. Görevinin getirdiği kısıtlamalarla özel hayatını dengede tutmaya çalışıyor. Sevinçlerini, üzüntülerini, endişelerini, sevdiklerini, düşüncelerini işine yansıtmadan makamının hakkını vererek çalışıyor. Hakimliği sırasında baktığı dava süreçlerinde; ilk keşfe çıktığında davalının kalp krizinden vefatı, tecavüz mağduru Beser, çocuk gelin Münire ve diğerleri ile hayatın farklı acılarıyla tanışırken hukuk çerçevesinde adil kararlar vermeye çalışıyor. Ailesine öncelik verip, hakimlikten ayrıldıktan sonra ise avukat olmaya karar verir ve davalara farklı açıdan bakmaya başlar. TÖB-DER'e üye öğretmen ablası Fer ve Marksist kardeşi Cihan'ın problemleri ile uğraşırken bir taraftan da büyüyen oğlunun desteği ile ayakta kalmaya çalışır. Avukatlık yılları ise Seksenlerin fırtınalı dönemine rastlar. Bir tarafta idama mahkum ağa torunu Gıyas Fuat'ın masumiyetini dönem baskısı ile kanıtlayamaması. Diğer tarafta idam kararı ile yargılanan Sinan'ın devamlı değişen adli durumu ile başa çıkmaya çalışır. Akıcı bir dille yazılmış, arka planda tüm tarihsel olaylara, toplumsal yaralara değinen kitabı bir solukta okuyacaksınız. Öncelikle Setenay ve Kadınların Öyküleri olmak üzere en kısa zamanda diğer kitaplarını da okumak isterim. Lider Erşan'ın kalemi daim olsun.
Devlet Koydum Adını
Devlet Koydum AdınıLider Erşan · Papirus Yayınları · 20209 okunma
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.