Gönderi

272 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
"Mr. Frankenstein ve yaratığı"
Frankenstein herkesin hayatında en az bir defa duyduğu bir isim. Fakat hangimiz onu tam olarak tanıyoruz veya tanımayı düşünüyoruz? Açıkçası birkaç haftaya kadar ben de hiç düşünmemiştim. Frankenstein ismini hayatım boyunca yüzlerce kez duyduğuma eminim. Hatta çok önceleri severek izlediğim bir çizgi filmde dahi vardı. Fakat hiçbir zaman onu araştırmamıştım. Ta ki birkaç hafta öncesinde hikayesinin çok etkileyici olduğunu duyana dek. Ardından kitabı okuma listeme ekledim ve yine birkaç hafta geciktirdim. Fakat bir gece "ne okusam" dediğim bir anda aklıma geldi ve başlayıverdim. Aslında çok uykumun olduğu fakat okumadan uyumak istemediğim bir geceydi. Ve birkaç sayfasını okuyup kapatacağımdan ve bu sebeple de kitaba güzel bir başlangıç yapmamış olacağımdan emindim. Oysa elimdeki kitap sandığımdan daha akıcıymış. Yarısına yaklaştığımda artık okuyamadığımı fark edip kapatmak zorunda kaldım. Ama eğer öyle olmasaydı bitirene dek elimden bırakmayacağımdan emindim. Bu girişten sonra biraz Frankenstein'dan bahsetmek istiyorum. Frankenstein diyip duruyorum ama Frankenstein bizim bildiğimiz varlığın adı değil. Onun yerine onu var eden kişinin adı. (Aslında soyadı.) Hikâye aslında Frankenstein değil de ama karakterimiz olan Robert Walton ile başlıyor. Walton kız kardeşine yazdığı mektuplarla tanıdığımız birisi. Hayatını farklı bir amaca bağlıyor ve gemisine atladığı gibi maceraya atılıyor. Bir süre sonra da namıdiğer Frankenstein ile tanışıyor. Ardından Frankenstein, karakterimize hayatını anlatmaya başlıyor. Frankenstein Cenevreli iyi bir ailenin oğlu; doğaya, bilime çok meraklı olduğundan güzel bir okula eğitime gönderiliyor ve eğitim sürecinde bir insan yaratma hevesine düşüyor. Çalışıyor, çabalıyor ve bir gece o "yaratığı" tamamladığını fark ediyor. Fakat o uyandığında bir an neye uğradığını şaşırıyor ve korku, endişe içinde evini terk ediyor. Daha sonra döndüğünde o yaratığın evinde olmadığını görüyor ve rahat bir nefes alıyor. Bir süreliğine onu unutmaya, bir daha görmeyeceğine inanmaya çalışsa da öyle olmuyor. Ve hayatı kabusa dönüyor. Kitap ilerledikçe karanlık günler son bulmuyor ve okudukça sizi kendine bağlıyor. Mary Shelley bu kitabı yazdığında elbette kendi adıyla yayınlamamış. Çünkü o dönem bir kadının roman yazmasının yanısıra bir de bu romanın korku romanı olması pek mümkün değilmiş. Kitabın ön sözünü de eşine yazdırmış. Fakat sonraki baskılarda kendi adını kullanmış ve yeni bir ön söz yazmış. Bu ön sözde kitabı Lord Byron, kendisi ve 2 kişinin daha muhabbetinden doğduğundan bahsediyordu. Bir gün "hadi hepimiz bir hayalet romanı yazalım" demişler ve Mary Shelley'nin de yazdığı bu olmuş. İlk dönem beğenilmesinin yanısıra çok eleştiriye maruz kalmış olsa da sonradan Frankenstein dünyanın meşhur karakterlerinden birisi olmuş ve pek çok filmde, dizide yer almış. Dediğim gibi her ne kadar karakteri yaratan kişinin ismi olsa da o yaratığı (herkes gibi) hâlâ Frankenstein olarak adlandıracağıma eminim. Bence çok akıcı, çok güzel bir romandı. Bilimkurgu türünün de ilk örneği kabul edilen bu kitabı herkesin heyecanla okuyacağına eminim. Bu yüzden şiddetle tavsiye ediyorum. Sevgilerimle...
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202014.2k okunma
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.