Gönderi

248 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 8 days
“Pirinç” bir aile dramı hakkında bir roman. Olaylar 1930’lu yıllarda, komünizm sonrası dönemde ve Japon istilası gölgesinde geçiyor. 1930’lu yıllarda özellikle kent yaşamı bir Çinlinin gözünden anlatılıyor. Kısaca bu roman Çin hakkında. Beş Ejder adındaki ana karakterimiz köyünü vuran sel taşkını ve salgın hastalıklardan dolayı şehre göç etmek zorunda kalıyor. Haliyle bu felaketler köylü halkı gibi kendisini de ölümle burun buruna getiriyor. Açlıktan ölmektense şehre gitmenin daha iyi olacağını düşünür. Ancak şehir hayatı karakterini olumsuz yönde etkiler. Kötüyken daha da kötü bir insan haline gelir. Aslında bu romanda ben hiçbir karakteri sevemedim. Bütün karakter yozlaşmış, bencil, insani ve ahlaki değerlerden yoksun. Hepsi materyalist bir zihniyette hareket ediyor. Hırsızlık, şantaj, tecavüz, işkence, istismar gibi kısaca her kötülük bu karakterlerde fazla fazla var. Bence burada belli bir kahraman yok. Karakterlerin hiçbiri sempatimizi kazanamıyor. Ancak hepsi bir şekilde birbirlerine bağlı olarak hareket ediyor. Bir kere Şangay şehri bir suç merkezi haline gelmiş. Çete savaşları, adam öldürme, adam kaçırma, fuhuş gibi pek çok suç son derece yaygın. Beş Ejder şehrin bu sefil yaşamına çok geçmeden adapte olmasını bilir. Feng ailesiyle tanışınca talihi döner. Feng ailesi şehirde pirinç alım satım işiyle uğraşır. Bu kitabına aslında baş aktörü pirinçtir. Çünkü pirinç halkın neredeyse tek besin kaynağıdır. Onu elinde tutan gücü de elinde tutmuş olur. Pirinç için yapılan her şey mubahtır. Beş Ejder pirinç kralının önce ilk kızıyla evlenir. Sonra da ikinci kızıyla evlenir. Feng ailesinde erkek çocuk olmadığından damat olarak kendisi varis ilan edilir. Ailenin pis işlerini yapar. Bu aile sayesinde zenginleşir, güç sahibi olur. Olaylar kısaca bu şekilde gelişir. Ben kitabı genel olarak sevemedim. Yazar çok kendini tekrar etmiş gibi geldi bana. Dönemin Çin’ini karakterlerin eylemleri üzerinden anlamaya çalışıyoruz. Ben daha geniş bir açıdan, özellikle daha toplumsal bir açından okumak isterdim kitabı ama yazar her şeyi bir sokak ve birkaç çete üyesinin güç ve iktidar savaşıyla sınırlandırmış. Kitaptaki olaylar aslında New York ya da dünyanın herhangi bir yerinde de geçse bir şey fark etmeyecek. Çin’i ya da Şangay’ı neredeyse hiç hissedemiyorsunuz. Köyden kente göç eden fakir ve hırslı bir gençle başlayan kitap aynı gencin kentten köye zengin olarak dönmesiyle son buluyor. Çin edebiyatına meraklı değilseniz okunmasa da olur bir kitap.
Pirinç
PirinçSu Tong · Can Yayınları · 200719 okunma
·
450 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.