Aynalarla bütün parlak, dümdüz yüzeylerin verdikle
ri imgelerin aslına gelince, artık onu anlamak zor bir şey değildir. îç ateşle dış ateş birleştiğinde, birdenbire dümdüz yüzeye raslayıp üst üste ona birkaç sefer vurursa, dış ateş görüş ateşiyle parlak ve düz yüzeyde birbirine karıştığın dan, bütün bu imgeler doğal olarak oluşur. Solda olan sağ da gözükür; çünkü raslamada, her zamankine aykırı ola rak, görüş akıntısının karşıt yanlarıyla nesnenin karşıt yan ları arasında bir ilişki kurulmuştur. (35) Görüş ışını, dış ışıkla karışarak tersine dönünce, bu sefer de tersine, sağ daki sağda, soldaki solda gözükür; bu da aynaların düm düz yüzeyi, her iki yandan yükselerek görüş akıntısının sa ğını sola, solunu sağa gönderdiği zaman olur. (36) Ayna nın iriliği yüzün uzunluğuna doğru gelecek biçimde yer leştirilerek döndürülürse, nesneyi tümüyle başaşağı gös terir, çünkü o zaman aşağıda bulunan görüş, ışını yukarı; yukarıdaki de, aşağı doğru gönderir.
Bütün bunlar Tanrı'nm en iyi düşüncesini, olabildi ğince gerçekleştirmek için kullandığı ikinci derecedeki nedenler arasına girer. Ama insanların çoğu onları ikinci derecede değil, her şeyin başta gelen nedenleri olarak sa yarlar; çünkü cisimleri soğutup ısıtan, uzatıp kısaltan ve bütün bu türden etkileri oluşturan onlardır. Ama hiçbir za man akılla, zekâyla devinmelerine olanak yoktur. Çünkü şunu açıkça söylemek gerekir ki, ruh bütün varlıkların için de zekâya sahip olabilecek biricik varlıktır; hem ruh göz le görülmez; oysa ateş, su, toprak ve hava, hepsi de gözle görünen cisimlerdir. Zekâyı, bilgiyi sevenler, doğaldır ki önce özünde zekâ bulunan nedenleri, soma da başka ne denlerle devinen, kendileri de başklannı devindiren ne denleri araştırırlar. Biz kendimiz de bu yolda yürümeliyiz. tki tür nedenden de söz etmeli, ama zekâyla devinen; iyi, güzel etkiler oluşturan nedenlerle, akıldan yoksun, her za man rasgele, düzensiz devinenleri ayrı ayrı incelemeliyiz.