Gönderi

672 syf.
·
Not rated
Eserin içeriğine değinecek olursak bir halk romanı olarak niteleyebiliriz. 17. Yüzyıl Milano’sunda geçen eser bir aşk hikayesini konu alıyor gibi gözükse de siyasi konulara değenen toplumsal bir romandır. İtalya’nın müthiş doğal güzelliği olan Como Gölünün yakınında yaşayan ipek işçşisi Lorenzo ve Lucia nişanlı bir çifttir. Fakat bu evliliğe karşı olan birçok kişi vardır. Bunlardan birisi ise Don Abbondio’dur. Bu evliliğin olmasını önlemek için evlilik töreninde olacak rahibe çeşitli tehditlerde bulunarak bu töreni iptal etmeye çalışır. Fakat rahibin töreni engellemesine kalmadan gelin Lucia kaçırılır ve çift ayrı düşer. Lucia’nın kaçırılması sonrasında İtalya’da çıkan ekmek kıtlığı ayaklanmasına dahil olan Leronzo’nun başına gelen talihsiz olaylar ve arkasından gelen Veba Salgını romanı bir aşk hikayesinden toplumsal bir romana dönüştürür adeta. Buradan sonrası için yaşananları eserdeki şu sözle özetleyebileceğimizi düşünüyorum. ‘’Bu dünyada güçlüler vardır ama daha çok da hükmedenler ve bir de onların zulmüne maruz kalan zavallılar vardır.’’ Buradan halkın mağduriyetini anlıyoruz. Yaşanan kaos sonunda halk kendi insanlığı unutmuştur ve kitapta da bunu şu şekilde özetlemektedirler. ‘’ Felaketin bu denli şiddetli ve sürekli olması insanları vahşileştirmişti; her türlü acıma ve insanlık duygularını yok etmişti.’’ Eserde yaşanan savaş, istila, salgın ve kıtlığa karşı çıkan halkın üçte ikisinin öldüğünü görüyoruz. ‘’ İnsanlar sadece korkuyla yaşıyorlardı, onları da anlamak gerekir: Herkes ya ölüyor ya da deliriyordu.’’ İnsanlara verilen ölüm cezasının sebebini de şu şekilde açıklamıştır Manzoni; ‘’ Ölüm cezası böyledir; kötülük yapan kişiyi cezalandırmak için değil, gelecekte benzer şeyleri yapacak kişilere ibret olsun diye uygulanır. İşte bu yüzdendir ki öldürülen kişinin gerçekten ya da herkesten daha suçlu olmasının bir önemi yoktur. Adaletin bu şekilde uygulanması hoşunuza gitsin ya da gitmesin, bilin ki bugün hâlâ dünyanın pek çok ülkesinde bu uygulanmakta olan bir yöntemdir.’’ Öldürülen halkın aslında suçlu olmadığını da bu şekilde anlıyoruz. Eserde Manzoni kendi inancını yansıtmıştır. İnandığı Katolik inancının yansımalarını görmekteyiz. Her şeyin Tanrıdan geldiğine ve isyan edilmemesi gerektiğini bazı karakterler üzerinden sunmuştur. Aslında bu eser güzel bir aşk hikayesiyle başlarken halkın sefalet içindeki haline uzanan tarihi bir eserdir. İnsanların bir felaket içerisindeyken nasıl davrandığı nasıl yaşadığı ve karakterlerindeki değişimler kahramanlar üzerinden verilmiştir. ‘’ İnsanı biçimlendiren tabii ki sadece dış koşullar değildir, bir de kişinin kendi ahlaki değerleri vardır ve herkes kendi davranışından sorumludur.’’ Romandan bu alıntıyı yaparak açıklıyorum.
Nişanlılar
NişanlılarAlessandro Manzoni · İletişim Yayınları · 2021284 okunma
·
80 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.