Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Seni sevmek, hazalım acılar içinde kıvranan bir güvercinin yüzündeki tebessüm olmaktır seni sevmek, hazalım özgür yaylalarda koşuşan bir ceylanın yüreğine düşen korku olmaktır hazalım seni sevmek gökyüzünde bir mavi gül ve okyanus ortasında bir gümüş gerdanlıktır hazalım seni sevmek Sahra’da yağmur altında sırılsıklam kesilmek ve Sarıdeniz’de kuraklıktan kasılıp kavrulmaktır sevmek hazalım seni Harlem’de mavi gözlerle sarı saçlarla Pretoria’da simsiyah bir vücutla dolaşmaktır Seni sevmek, hazalım Fırat’ı tersinden akıtıp Karadeniz’e dökmektir hazalım seni sevmek Tel – Aviv’de müslüman Berlin’de yahudi olmaktır seni sevmek bil ki Ayn – Zeliha’da balık tutmak ve güzelliğin karşısında bir yengeç gibi hareketsiz kalmaktır Eğirdir kıyılarında. Seni sevmek, hazalım kız çocuklarının ayağında kırmızı papuçlardır ve çizmelerine kar doldurmaktır erkek çocuklarının hazalım seni sevmek Dicle gibi dul kalmaktır Hasankeyf geçidinde türküler yakmaktır Kızılırmak gibi delikanlı güzel atlara binip kanat açmak ve bir bulut gibi yol almaktır Kapadokya semalarında seni sevmek, hazalım bir asker gibi üşümektir Leningrad önlerinde bir tank gibi dalmaktır Prag sokaklarına bil ki seni sevmek bir elinde güllerin dikenlerini bir elinde dikenlitelleri tutmaktır seni sevmek inan ki namlunun ucunda açan gülü koklamaktır Beheşt-i Zehra’da hazalım seni sevmek gece boyunca bombalandıktan sonra bir şehrin minarelerinden yükselen sabah ezanıdır. Seni sevmek, hazalım kurşunu arkadan yemektir Melikahmet Caddesi’nde Cebelitarık üzerinden gemiler sürmektir Endülüs topraklarına ve nar yetiştirmektir Elhamra avlusunda seni sevmek, hazalım önünde seccade arkanda hayının hançeri seni sevmek, hazalım Addis Abiba, Buenos Aires, Kuala Lumpur ve bir de Çemişgezek hazalım seni sevmek kalbimin dili gönlümün seli ömrümün gülü ulemanın piri Şubat’ın biri alınlarda toprağın kiri bir ben olmak benden içeri hazalım, gözrengini Manavgat suyundan almaktır seni sevmek. Seni sevmek, hazalım uğrunda ölümlere gittiğim kutlu dâvâ ateş, toprak, su ve hava elem yecidke yetimen feava hazalım seni sevmek Kıbleteyn Mescidi’nin her iki kıblesi yetim bir çocuğun el öpmesi Molla Mansur’un yitik ülkesi seni sevmek, hazalım Şubat, Haziran, Sonbahar ve bir de Ferverdin. Seni sevmek, hazalım su üstüne yazı yazmaktır hazalım seni sevmek “cogito ergo sum” “ex oriénte lux” “veni vidi vici” ve bir de “komşusu açken tok yatan bizden değildir” seni sevmek, hazalım kar ile doldurmaktır çaydanı canana adamaktır canı İbrahim Sediyani’nin dört zindanı ( Diyarbakır / Tahran / Nairobi / Brüksel ) ve dördünü birden bir arada yaşayabildiğim yeryüzündeki tek şehir olduğu için kendimi yalnızca İstanbul’da özgür hissetmektir. Seni sevmek, hazalım kucağında kitapla doğmak ve elinde kalemle ölmektir hazalım seni sevmek dünyanın neresine gidersen git yine de Üsküdar sahilini özlemektir seni sevmek, hazalım günahımdır rüzgar gibi yüzüme çarpan ve sorumluluğumdur dev dalgalar gibi üzerime üzerime gelen hazalım seni sevmek görmediğini varmış gibi sevmek ve sevdiğine yokmuş gibi davranmaktır. Seni sevmek, hazalım hani büyük kırmızı güllerin kenarları siyah ve sanki yanmış olur ya hani mağara ağızlarında kılıç gibi sarkmış buzların üzerine çamur lekesi yapışır ya hani yağmura yakalanınca bir tane yağmur damlası çocukların burun ucunda asılı kalır ya hani ümitlerini yitirip de bitkince oturunca toprağa düşüncelere dalınca kendini kahredercesine farkında olmadan elindeki çubukla toprağa bir şeyler çizersin ya hani ateşin rengi bazen maviye çalar bazı göller kurdun gözleri gibi yemyeşil olur ya inan ki, sana şiir yazmak kadar zordur hazalım seni sevmek.
·
303 görüntüleme
Hazal Saklı okurunun profil resmi
Biz de hazal olduk ama yanlış hazal olmuşuz galiba 😄
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.