Ah Celile! Üzümlü kekimm.. Kemallerde yaparmış.. Osmanlı'nın son yıllarından ,Cumhuriyet'in ilk yıllarına..
Nâzım Hikmet Ran'ın annesi Yahyâ Kemal Beyatlı'nın Ela Gözlü Parsı... Paşa kızı Celile...
Birinci Dünya ve İkinci Dünya Savaşı'na tanıklık etmiş o dönemde çocuk yetiştirmiş aydın, kültürlü bir anne...
Buram buram tarih kokan bir kitap...
Ne yazık ki mutsuzluk, mutluluğun ikiz kardeşidir.
Tamam bugün çok önemli. Ama öte yandan, bir de devamlılık var.
Bir özgürleşme hareketi olan Meşrutiyet'in, Türk kadınına, sosyalleşme yolunda önemli adımlar attırdığı anlaşılıyordu.
"Anlaşılan o ki sevgili Marcel, ülkemin hürriyete ulaşması hiç de kolay olmayacak... Daha yürümemiz gereken epey yol var. "
Kötüye doğru gidiş başlamışşa, önü alınamıyor.
Demek böyle oluyormuş, bizi tanıyan her insanın dünyadan çekilmesiyle, biraz daha azalıyormuşuz.
Bülbülün çilesi,dili belası.
Bir yerde fillerin nasıl öldüklerine dair bir yazı okumuştum. Ölüm saatinin geldiğini anlayınca sürüsünden uzaklaşır,tek başına ölürmüş fil. Eminim düşkünlüğünü kimsecikler görmesin diye yapıyordur böyle.Ne yazık ki insanların becerebileceği bir davranış değil bu. Bana soracak olursan, özellikle büyük yaşamış insanlar,tıpkı filler gibi ölmeli.
"(...) Halka ahmak diyen sensin
Halkın soyulmuş derisinden
Sırtına frank giyen sensin
Yala bal tutan beş parmağını
Beş çürük muz gibi
Homdurdanarak dolaş besili domuz gibi... "
Sevinerek söylemeliyim ki artık benim de bir oy hakkım var. Bundan sonra ülkemde seçim yapıldığında,ben de sandık başına gidecek,erkekler gibi oy kullanacağım.En azından bu açıdan,Türkiye, Fransa'yı geride bırakmış durumda sevgili Marcel.
Düşünen aydın insanların kaderi midir örselenmek, horlanmak, aşağılanmak?
Sn Osman Balcıgil kaleminiz dert görmesin. Celile ve Nâzım'ı yakından tanıma fırsatı sunduğunuz için sonsuz teşekkürler
@osmanbalcıgil