Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

720 syf.
·
Puan vermedi
250 sayfalık konunun 720 sayfa yazıldığı kitap
Öncelikle herkese merhaba. Okuduğum Wattpad kitaplarına bir yenisi daha eklendi ve bu kitabı diğerlerinden farklı olarak tam bir haftada bitirdim. Neden diye soracak olursanız kitabın sürekli kendini tekrar etmesi ve aynı olayın 100 kere yazılmasından dolayı. Kitabın konusunu bir özet geçeyim. Kitap, Önder adında bir adamın sokaktaki kimsesiz çocukları yanına alarak Sokak Nöbetçileri adlı bir çeteye üye yapmasıyla başlıyor. Yıllar sonra Helin adındaki bir üniversite öğrencisi, bu çeteye ajan olarak sızıyor. Konuya bakacak olursak gerçekten güzel ve ilgi çekici. Kitabın başlarında "Acaba bu sefer farklı mı olacak?" diye sordum kendime. Ama değişen bir şey olmadı çünkü yazar bu güzelim kurguyu toksik bir aşk hikayesine çevirdi. Kitapta en komiğime giden şey Bartu karakteri oldu. Karakterimiz 31 yaşında. Ve çıplak gezip kaslarını sergileyerek kız düşürmeye çalışıyor. Sonra da "Düştün dimi düştün düştün." diyor. 31 yaşındaki adam Twitter ağzıyla konuşuyorsa biz ölelim o zaman hocam. Bu arada çetemizin bütün üyeleri hayatsız. Yanlış anlaşılmasın, yetim oldukları için hayatsız demiyorum. Demek istediğim şu ki kitabın başında üniversiteye giden çete üyeleri, aksiyonlu olaylar başladıktan sonra üniversiteye gitmemeye başladılar. Sayın yazar, arada karakterleri okula gönderebilirdin, kitaptan bir şey eksilmezdi bence ya. Ayrıca Yankı karakteri yanlış hatırlamıyorsam YTÜ de mühendislik okuyordu. Ama okula gitmiyor. Yahu üniversiteye gitmesem inanacağım. Yazıyorsanız az mantıklı yazsaydınız bari. Ayrıca kitapta Mutlu diye bir karakter var, okurken sinir krizleri geçirdim. Yazar bu kadar berbat bir karakter yazmayı nasıl başarmış, hayretler içerisindeyim. Mutlu kendini komik sanıyor ama şakaları gram komik değil. Biri şuna bel altı konuşmaların şaka olmadığını anlatsın. Kitapta beni rahatsız eden bir diğer nokta ise kadının objeleştirilmiş olması. Repliği tam hatırlamıyorum ama Yankı, bir bölümde Helin'e "Kadınlar yalnızca tek bir amaçla önümde diz çökerler." tarzında iğrenç bir şey söylemişti. Ve Helin'in tepkisi sıfır. Eğer bir erkek bana böyle bir imada bulunsa ağzının ortasına bir tane yapıştırırdım. Helin bu zamana kadar okuduğum kitaplar arasındaki en gerizekalı 2. karakter. ( 1. Maça Kızı - Nazlı ) Kitapta sevdiğim tek karakter Önder oldu. Bu kitabın 15 yaş okur kitlesi her ne kadar Önder'i sevmese de açıkçası benim favorim. Kitabın en ama en saçma kısmı ise kitapta asla polis olmaması. Bunlar bu kadar illegal işler yapıp adam öldürürken bir tane polis de çıkıp demiyor mu "Siz n'apıyorsunuz?" diye. Ayrıca bu ülkenin polisi askeri yok mu? Adaleti sağlamak 20 yaşlarındaki bir grup gence mi kaldı? Ha birde bunların kötü adamları kaçırıp hapsettikleri bir hapishaneleri var. Hapishanenin duvarında da "Yarattığın gerçek adaletin, vicdanının ve vicdansızlığının sesidir." yazıyor. Bunu okuyunca ne dememiz bekleniyordu? "Vaoovv ne kadar özlü bir söz!" mü diyecektik yoksa. Okuduğumda yalnızca güldüm çünkü komik. Bakın işte hayatsızlık derken bundan bahsediyordum. 20li Yaşlların başında, hayatının baharındaki gençlerin yaptığı işler oldukça ütopik geldi. Evet, gerçek hayatta elbette bunları yaşayan insanlar var. Fakat kitapta yazılan şartlar altında değil. Karakterler istedikleri zaman bu illegal işleri bırakıp normal bir hayat yaşayabilirler ama bunu yapmıyorlar. Çünkü bence yazar bu kimsesiz çocuk olayını biraz yanlış anlamış ve kitabında da yanlış lanse etmiş. Bir diğer takıldığım nokta ise kitabın sayfa sayısı. Yahu koskoca Dostoyevski, klasik edebiyat tarihinin en iç çatışmalı karakterlerinden biri olan Raskolnikov'u 687 sayfaya sığdırmış. Sen 3 kitaplık bu serinin sadece bir kitabını 720 sayfa yazmayı nasıl başarabildin? Valla okurken ben yoruldum, yazar yazarken yorulmamış. Kitaptaki olaylar sürekli kendini tekrar ediyor. Aynı olayları çıkarsak max 300 sayfa bir şey kalır elimizde. Böyle güzel bir kurgu keşke daha güzel işlenseydi ama bu kadar sayfa boyunca yalnızca boş bir romantizm okuyoruz. Romantizm olmasına asla lafım yok ama içi boş bir romantizm. Gerçi bu kitabın yazarı da bir Honore De Balzac değil ki Vadideki Zambak gibi içi dolu bir romantizm yazsın. Bir parantez açmak istiyorum ki bu yazdıklarımın hepsi öznel. Herkesin fikri kendine. Herkese bol okumalı günler.
Sokak Nöbetçileri
Sokak NöbetçileriAslı Arslan · İndigo Kitap Yayınları · 202112,1bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
161 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.