Gönderi

Bugün bir İran tarihi sayfasında çok acayip bir tasvîre rastladım. Arapların Kisrâ diye bildiği son Sâsânî Şâhı Hüsrev Pervîz, Safevî Şâhı Şah İsmail Hatayî'ye sarılıp onu teselli ediyor. Îranlılar bu tasvîrin altına şunu yazmışlar: Şah İsmail 1400 yıl sonra İran'ı birleştiren adamdı. Safeviler, İran alemini yeniden birleştirdiler ve o zamanlar durdurulamaz bir şey olan Türkleştirme eğilimi karşısında İran kültürünü yeniden savundular.Safevi Devleti, Osmanlıların dünyayı ele geçirmesini engellemiş ve İran'a yeniden bir kimlik kazandırmıştır. Bu pahalıya mal oldu ama buna değdi. Aksi halde İran olmazdı... Çok tuhaf bir çıkarım doğrusu. Zira Osmanlı-Safevî savaşına son dönem milliyetçi Türk tarihçiliği bir kardeş kavgası olarak bakarken, mezhepsel eğilimleri kuvvetli olan Türk ve Fars tarihçileri bir Sunni-Şia savaşı, Pan-Ariyanistler ise bir Túran-Îran savaşı gibi bakıyor.
·
121 görüntüleme
Mehmet Emin Alperen Kılıç okurunun profil resmi
Müsaadenle biraz indirgeyeceğim. Bu tasvir biraz komik, biraz ciddi. Ahameniş ve Sasani mirasını yerle bir eden İslam ordularından bu yana, bin dört yüz yıl içerisinde, yalnızca Türk hakimiyeti (Kaçarlar) sona erince, Avrupa menşeli neo-paganist tarzda bir kimlik vurgusu ortaya çıkmaya başladı İran'da. Bunu; Türk hakimiyetinin, İslam çatısı altında, Pers kimliğine hayat hakkı tanımasına, hatta bu mezkur kimliği yer yer benimsemesine bağlayanlar çok, bilirsin. "Turko-Persian" pek isabetsiz bir tabir değil. Pehlevîler ile birlikte (üç aşağı beş yukarı) Pers kimliğine bir anti belirlendi (İslam) ve kimliğin kuvvetlendirilmesi düşüncesi antiyle kültürel çatışmaya indirgendi. Humeyni'nin iktidarı, vaadettiği şekilde, etnisiteden bağımsız, tüm İranlıları bir millet kılamayınca ve Fars kimliğiyle on iki imam şiiliği birbirine eklemlenince, İslam karşıtı homurtular daha sık yükselmeye başladı. Modern tarih yazımının manyaklıklarını da ekleyince, iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Fakat internet uçsuz bucaksız sahte (pseudo) bir derya. Bu tarz tasvirleri görüp, gerçek dünyadaki bir deryaya ad vermek hatalı iş olur sanki.
İçtihat ve Telakki Azası okurunun profil resmi
Emin değilim. Doğru dijital dünyada milyonla sahte görüntü var ama bu tasvir böyle inananların olduğunu da göstermez mi bir bakıma? Sâsânîlerle Safevîleri bağdaştırmak zor ama Pan Ariyanistler bunu böyle görüyor. Kurt avlayıp çektikleri fotoğrafların üzerine Türklerin sembolü yazan adamlar bunlar. Bir stat dolusu hıyarla bir millete hakaret edecek kadar şirazeden çıkmışlar. Hal böyleyken Safevileri Îranı dirilten Hanedanlık olarak görmeleri normal. Onlar da elbette biliyor Şahın Türkçe deyişlerini ordusunun bel kemiğinin Türklerden oluştuğunu ama ne fark eder ki? Sonuçta hakikaten Safevi hakimiyeti Îrana yaradı ve gerçekten Safeviler olmasa Yavuz Sultan Selim İç asyaya kadar ilerleyebilecek yegane Sultandı. Kısaca Hatice Türk ama Netice Îran.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.