Müsaadenle biraz indirgeyeceğim.
Bu tasvir biraz komik, biraz ciddi. Ahameniş ve Sasani mirasını yerle bir eden İslam ordularından bu yana, bin dört yüz yıl içerisinde, yalnızca Türk hakimiyeti (Kaçarlar) sona erince, Avrupa menşeli neo-paganist tarzda bir kimlik vurgusu ortaya çıkmaya başladı İran'da. Bunu; Türk hakimiyetinin, İslam çatısı altında, Pers kimliğine hayat hakkı tanımasına, hatta bu mezkur kimliği yer yer benimsemesine bağlayanlar çok, bilirsin. "Turko-Persian" pek isabetsiz bir tabir değil. Pehlevîler ile birlikte (üç aşağı beş yukarı) Pers kimliğine bir anti belirlendi (İslam) ve kimliğin kuvvetlendirilmesi düşüncesi antiyle kültürel çatışmaya indirgendi. Humeyni'nin iktidarı, vaadettiği şekilde, etnisiteden bağımsız, tüm İranlıları bir millet kılamayınca ve Fars kimliğiyle on iki imam şiiliği birbirine eklemlenince, İslam karşıtı homurtular daha sık yükselmeye başladı. Modern tarih yazımının manyaklıklarını da ekleyince, iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Fakat internet uçsuz bucaksız sahte (pseudo) bir derya. Bu tarz tasvirleri görüp, gerçek dünyadaki bir deryaya ad vermek hatalı iş olur sanki.