Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
MUTLULUK SEN HAYATINI DEĞİŞTİRİNCE GELİR Romane Gardener, geçmişinde birkaç kişi tarafından resmen ruhu tüketilmiş bir kadın ve kendini iyileştirmenin yollarını ararken yepyeni bir insana dönüşür.Bu dönüşümü kendiyle sınırlandırmamaya karar vererek insan davranış bilimi ve gelişimine yönelik eğitimler alır.Sonrasında ise Davranış Akademisi adını verdiği merkezi kuruyor.Burada amaç tüketme özelliklerini bireylerin karekterlerinden temizlemektir.Nedir bu tüketme özellikleri peki ? Benmerkezcilik, kibir, karşısındakini dinlememe, ego, güç tutkusu, saygıdan yoksunluk, empati kuramama, kendini başkasından üstün görme … liste böyle uzayıp gidiyor.Seanslarda her bireyin tüketme davranışını ya da hangi tüketme eğiliminde olduğu tespit edilip buna yönelik yol haritası oluşturuluyor.Romane tüketme davranışı seansına başvuran yeni grubunu iyileştirmek için oldukça umutlu ve heyecanlıdır.Tabi grubun içerisindeki ünlü, zengin, kibirli, egosu servetinden büyük, yakışıklı ve somurtkan Maximilien Vogue ile karşılaşana kadar.Genç iş adamı çevre baskısıyla seansa gelmeyi kabul ediyor ama bu durumdan oldukça mutsuzdur.Ve her seansta mutlaka bir sorun çıkartır ve seanslarda yapılan hiçbir aktiviteyi asla ciddiye almaz.Taki hayatında çok önemli bir dönüm noktası yaşayana kadar.İşler burada tam tersine dönmektedir. *** Kitaba tek kelime ile bayıldım.Yazar kitabı ilahi bakış açısı ile yazmış.İki karakter tarafından bölüm bölüm ilerliyor konusu.Bir olay örgüsüne sahip ama karakterlerin duygularını ya da yaşadıkları özel anları derinleştirmeden oldukça yüzeysel bir şekilde betimlenmiş.Romantik bir kurguya çevirmeden aşk konusunu da ele almış.Muhtemelen değindiği konular ilgi çekici olmasa sadece romantik kısmını yazsa kendini bu kadar okutamazdı.Bence yazarın amacı zaten aşık bir çifti yazmak değildi.Ki açıkçası kitapta ilgimi en çok çeken kısımlar seanslardı.Resmen her cümleyi içtim.Tüm zihnime nüfuz etmesini sağladım.Ana konumuz tüketme davranışlarıydı.Bireylerin benmerkezci, egoist, saygıdan uzak, kibirli vs gibi emreden diktatör tavırları zamanla insan ilişkilerini ciddi ölçüde etkiliyor.Yalnızlaşmaya, soyutlanmaya ve hatta terkedilmeye başlanıyor.Çünkü yaşanması güç insanlar olup çıkıyorlar.Davranış akademisinde ise bu eğilimlerden kurtulmak amaçlanıyor.Bu seanslarda çok ilginç aktiviteler yer aldı.Koltuk takası mesela, oldukça bilindik bir şey aslında başkasının yerine geçmek bir gün boyunca onun hayatını yaşamak.Empati yapabilmeyi vurguluyor.Gün sonunda bir şeyler gerçekten değişiyor.Empati yaparken duygu bakımından kendini onun yerine koymaya çalışmakla direkt onun hayatını yaşamak oldukça farklı iki deneyim bence.Çok güzel bir söz tamda bu duruma uyuyor; Benim hayatımı yargılamadan önce benim giydiğim ayakkabıları giy ve geçtiğim yollardan geç.Seanslar böyle aktivitelerle devam ediyor.Tabi bu sırada sende kendini sorguluyorsun.Bende de tüketme davranışları var mı? Ya da aa bu aynı ben değil mi yaa? Gibi büyük aydınlanmalar yaşıyorsun.Şahsen ben yaşadım Ve kitap bu konuda sana yolda gösteriyor.Yapman gerekenleri bir bir anlatıyor aslında.Ben kişisel gelişimi kurgusallaşmış şekilde okumayı seviyorum ve bu kitap bana bunu sağladı.Bence herkes okumalı bu kitabı.Kesinlikle herkes kendine hitap eden bir yönünü bulacaktır.Ve minikte bir hoşuma gitmeyen kısım oldu.Yazar az öncede değindiğim gibi romantik bir kurgu yazmaya çalışmamış öne çıkan kısım daha çok temaydı.Anlatım yönünden romandan çok bilgilendirici kısım ağırlıktaydı.Haliyle sonlara doğru yazmaya çalıştığı aşk sorunsalı biraz yavan kaldı.Bence hiç gerek yoktu o tarz sahnelere.Kitabın buna ihtiyacı da yoktu.Karakterlerin son kısımlardaki hallerini de pek onlara uygun bulmadım.Ama ufak tefek şeyler olduğu için asla okuma keyfimi bozmadı bu durum.
Mutluluk Sen Hayatını Değiştirince Gelir
Mutluluk Sen Hayatını Değiştirince GelirRaphaelle Giordano · Epsilon Yayınevi · 2020118 okunma
·
231 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.