Gönderi

Atatürk'ün dedesi Hafız Ahmet Efendi,
Atatürk'ün baba tarafından dedesi Kırmızı Ahmet Efendi'nin bir diğer sanı da Firari Ahmet Efendi'dir. Bir aralar orduya hizmet ettiği anlaşılan Ahmet Efendi'ye firari lakabının verilmesinin sebebi tarihlere Selanik Vak'ası olarak geçmiştir. Selanik Vak'ası'nın içyüzü şudur: Müslüman olan bir Bulgar kızı, ferâcesini giyinip, yaşmağına tutunarak müftünün hu da kelime-i şehadet getirmek ve Müslüman olarak kaydını yaptırmak üzere Avrethisarı'ndan Selanik İstasyonu'na gelir. Üç zaptiyeyi yanına alır, hükümet konağının yolunu tutar. Fakat ihtida maksadıyla Selanik'e gideceğini trende ifşa etmiş olduğu için, diğer bir Yahudi ve bir Hristiyan memur tarafından Amerikan Konsolosluğu'na bildirilir. Amerikan Konsolosu Hacı Lazaro adında Vodina'lı bir Rum'dur. 2 Mayıs'ta patlak veren Bulgar isyanını tezgâhlayanlar arasında bulunduğundan da bahsedilen Rus tabiyetindeki bu Rum, Bulgar kızının ihtida işlemlerini yaptırmak için geldiğini öğrenir öğrenmez, Rumlar'dan ve Bulgarlar'dan 150 kişilik bir kalabalık toplar. Bu serseriler jandarmanın yolunu keserler, kızı jandarmanın elinden alırlar. Yaşmağını, feracesini yırtarlar. Müslüman olduğunu haykıran kızın feryatlarına aldırış etmeden onu konsolosluğun arabasıyla Amerikan Konsolosluğu'na getirip, Hacı Lazaro'ya teslim ederler. Ertesi gün Selanik Hükümet Konağı'nın önünde 3-5 bin Müslüman toplanır. Dinî meselede hassas oldukları anlaşılan bu insanlar zavallı kızın hükümete teslim edilmesini isterler. Osmanlı Hükümeti sessiz kalmayı tercih eder. Vilayet meseleyi geçiştirmek eğilimindedir. Bunun üzerine Saatli Cami olarak da bilinen Selim Paşa Camii'nde toplanırlar. Kızı Amerikan Konsolosu'nun elinden almaya kararlıdırlar. Konsolosluğun basılacağından endişe eden Selanik Valisi Baytar Mehmet Refet Paşa, maiyeti ile birlikte nasihat etmek üzere camiye gelir. Fakat halk valiyi ve adamlarını derdest edip, caminin etrafındaki medrese odalarına kapatır, kapıları kilitler. İşte bu sırada Fransız Konsolosu Muline ile Alman Konsolosu Abot meseleye müdahale etmek için camiye gelirler. Konsoloslar, Amerikan Konsolosunun kız kaçırmasını bir namus meselesi telakki eden kızgın kalabalıkla tartışmaya başlarlar. Her hâlde sert tartışmalar olur ve Müslüman ahali tahkir ve tezyif edilir ki, her iki konsolos da halk tarafından linç edilir. İngiliz Konsolosu'nun araya girmesi ile Müslüman kız hükümete teslim edilir ve olay yatıştırılır... Fakat ertesi gün Rus Büyükelçisi İgnatiyef'in teşebbüsü ile büyük devletlerin büyükelçileri İstanbul'da toplanırlar. Gerektiğinde karaya asker çıkarmak üzere Selanik önlerine birer filo gönderirler. Osmanlı Hükümeti olayın faillerinden altı kişiyi derhal idam eder, birçok kimseye çeşitli cezalar verir, valiyi görevden alır. Düvel-i muazzama böylece yatıştırlır. Jandarma diğer sanıklar aramaya başlar. Arananlar arasında Atatürk'ün dedesi Hafız Ahmet Efendi'de vardır. Ahmet Efendi kaçıp Makedonya dağlarında izini kaybettirir. Kırmızı Ahmet Efendi, bu tarihten sonra Firarî Ahmet Efendi adıyla anılacaktır. Kaydetmeye lüzum yoktur ki, Firarî Ahmet Efendi, bir Yahudi dönmesi değil, dinî ve millî meselelerde fevkalâde hassas olduğu anlaşılan bir Müslüman'dır.
Sayfa 12 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.