İncelemeniz İlk birkaç bölüm içinde, bu kitap tüm zamanların favorisi olarak diğerlerini geride bıraktı. Var olan ilk intikam öykülerinden biri, gördüğü ilgiyi sonuna kadar hak eden Monte Cristo olmalı. Bu romanın sadece intikam kavramından daha derin olduğunu düşündüm; aynı zamanda kendi üzerine düşünme, Tanrı'nın ya da bir Tanrı'nın varlığından şüphe etme ve affetme hakkındaydı. Edmond Dantes kusursuz, gerçekten mükemmel bir insandır ve hayatı başkalarının onu kıskanması ve korkunç bir tesadüf sonucu mahvolur. Hapisten kaçıp paha biçilmez bir eser keşfettiğinde bile huzuru bulması yıllarını alır (romanın sonunda bile, bence daha yeni başlamıştır). Bu durum, iyi insanlar sıklıkla korkunç talihsizliklere maruz kalırken, gerçekten kötü insanların neden bu dünyanın sunduğu tüm nimetlerden faydalanarak yaşamlarını sürdürebildikleri sorusunu akla getiriyor. Bu insanlar, Dantes tarafından hapisten sonraki hayatının önemli bir bölümünde, intikam almak için değil, onları cezalandırmak için aranmıştır. Kendisini, bu kötü insanları cezalandırarak Tanrı'nın amacını yerine getirebilmek için hapishaneden serbest bırakılmış bir Tanrı meleği olarak görmektedir. Ancak yolculuğuna devam ettikçe, herhangi bir insanın Tanrı'nın meleği olup olamayacağından ve bir şeyi bilebileceğini düşünmenin bir çılgınlık belirtisi olup olmadığından, hatta Tanrı'nın isteğinin ne olduğunu bilebileceğini düşünmenin bir delilik olup olmadığından şüphe etmeye başlar. Dantes'in harekete geçirdiği çarklar nihayetinde kötülüğün cezalandırılmasına yol açacaktır. Ancak onun Tanrı'nın bir meleği mi yoksa diğer insanları mahvetmeye çalışan başka bir adam mı olduğunu hiçbir zaman anlayabileceğine inanmıyorum. Hiçbirimiz ilahi melekler değiliz. Kimin cezalandırılması, hatta yok edilmesi gerektiğini seçemeyiz; tek yapabileceğimiz elimizden gelen en iyi hayatı yaşamak için çabalamaktır. Kitap hakkında saatlerce konuşabilirim ama 1243 sayfa olduğu için dinlemek yerine okumanızı tavsiye ederim. Kitapta alıp kendi hayatımızda kullanabileceğimiz o kadar güzel ifadeler var ki, neredeyse her sayfaya notlar yapıştırmadan duramadım. Kitabın okunması çok kolaydı, harika bir akışı vardı ve 1800'lerdeki yazım tarzını doğru bir şekilde yansıtmak için doğru miktarda basit ve gelişmiş kelime dağarcığı kullandı. Yani kitap 1200+ sayfaymış gibi hissetmiyorsunuz. Hiçbir bölümün gereksiz olmadığı ve her bölümün doğru uzunlukta olduğu ve amacına hizmet ettiği göz önüne alındığında, kitabın sayfa sayısının doğru olduğunu iddia edebilirim. İlginç bir bilgi: Bu romanın Türk televizyon dizisi Ezel'e ilham kaynağı olduğunu öğrenince şok oldum. Bu yüzden gerçek Monte Cristo filminden başka bir şey görmek istiyorsanız da tavsiye ederim:))

The Count of Monte CristoAlexandre Dumas · Penguin Classics · 200325,7bin okunma

·

126 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alçin Korkut