Kadınlar Ülkesi, feminist ütopyanın ilk örneklerinden. Yaşadığı dönemin önemli feministi Charlotte Perkins Gilman tarafından kaleme alınmış ancak 65 sene sonra kitaplaştırılabilmiş. Kitabı birçok mecrada aşırı beğenilen kitaplar arasında görüp listeme eklemiştim. Okumadan evvel hevesim gerçekten tavan seviyedeydi fakat okuduktan sonra anladım ki, ülkece abartmalara bayılıyoruz. :) Tabii ki kitap kötü değil ama hemcinslerim tarafından beğeni seviyesi biraz abartılmış diyebilirim. Bu da aslında bence yaşadığımız çağda, yaşadıklarımızla empati kurup çoğunlukla değer göremememizden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Yapılan incelemelere de baktım, “bende mi hata var acaba?” diye kendimi de sorguladım ama bu kadar popüler olması konusunda ben biraz arada kaldım açıkçası. Tabii ki zevkler ve renkler hiçbir zaman tartışılmaz. Ben daha sürükleyici, daha baskın bir kitap beklerken sanki masal kitabı okuyorum gibi hissettim. Kitabı, karşıma bir çocuk alıp ona okusam sanki daha uygun olacak gibiydi, dediğim gibi masal tadındaydı. Kurgusu basit, akıcı, bazı noktalarda da heyecan verici bir ütopya. Tabii ki Gilman burada kadınları yapabilecekleri üzerinden yüceltmiş yani bu kısma ütopik diyemeyeceğim çünkü benim nezdimde de kadın, elinin değdiği her şeyi güzelleştirir. Toplumdaki ataerkilliği yıkmak istercesine yazmış bu kitabı. Erkeklerin yapacağı ya da yaptığı şeyleri kadınların da gayet yapabileceklerini hatta üzerine dahasını katabileceklerini göstermiş. Bu açıdan keyif verici bir eser. (Bu kısımdan sonrası Spoiler içerir!!!) Kadınlar Ülkesi’nde her şey kusursuz; eğitim, din, üretim, sanat… aklınıza ne geliyorsa. Fakat bizlerin dünyasına(!) da aşina olmak adına erkek karakterler giriyor devreye. Bizlerin dünyasından bihaber yaşayan kadınlara da dünyamızı da bir güzel anlatıyorlar ki sormayın gitsin. :) Onlar da haliyle dünyamızı merak ediyor. Özellikle Terry karakteriyle, almak isteyene birçok mesaj vermiş Gilman. Terry, safkan bir ataerkil. Ona göre kadınlar sadece çocuk doğurmak ve yuva kurmak için var. Kadınlar Ülkesi’nde, kadınlara bahşedilen “babasız çocuk doğurma” motifi, Terry için tam bir hayal kırıklığı. Oysaki Alima’dan çok daha fazlasını bekleyip, bu duruma hiç de alışkan olmayan bir kadından cinsel istekleri olmuş ve buna rıza göstermeyen Alima’ya karşı da çirkin girişimleri olmuştu. Ataerkilliğin en baba yüzünü de böylece göstermişti kadınlar ülkesindekilere. Yani orada her şeyiyle mutlu bir kadının da yüzünü soldurmayı başardınız ya daha ne diyebilirim… Bir de kitap çok manasız noktada sonlandırılmıştı. Ben isterdim ki Ellador da dünyamıza gelsin ve bir de onun gözünden bizlerin dünyası yorumlansın. Velhasıl kelam, kitabı biz kadınlardan ziyade erkeklerin okuyup yorumlaması daha merak uyandırıcı olacaktır. Çünkü bir kadın ve erkeğin, toplum içindeki kadına yaklaşımı ve bakış açısı çoğunlukla birbirinden farklı. Okuyacak olanlar için de şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Yeni incelemeler için tetikte olacağım. :)

Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812,4bin okunma

·

566 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nagehan̆̈