Gönderi

EHL-İ BEYT VE EHL-İ DEVLET KİTABINDAN MERAK ETTİKLERİM - 1
Selamın aleyküm hayırlı akşamlar. Uzun zamandır sindire sindire
Ehl-i Beyt ve Ehl-i Devlet
Ehl-i Beyt ve Ehl-i Devlet
kitabını okuyorum. Caferilik mezhebine mensup aile dostu cami hocası tanıdıklarım var ama onlarında aileleri olduğu için haliyle cevap veremiyorlar. Bende bugün (12 Haziran 2023 Pazartesi) karar verdim merak ettiklerimi soru şeklinde not alacağım ve ChatGBT'ye sorup paylaşacağım. Hep beraber öğreniriz neyin ne olduğunu. İlk önce soruları paylaşıyorum: 1) Şumeytiyye nedir? 2) Nâvûsî nedir? 3) Anbese b. Mus'ab el-'iclî el-Kûfî kimdir? 4) Sa'd b. Turayf el-Hanzalî kimdir? 5) Bâbûşiyye nedir? 6) Cârûdiyye nedir? 7) Yahya b. Ebî Şumeyt kimdir? 8) Şumeytî cemaati nedir? 9) Yahya b. Ebî Şumeyt'in kurucusu olduğu Şumeytî cemaatinin propaganda amaçlı tedavüle soktuğu Muhammed b. Cafer hakkında rivayetler üretmesinin siyasi nedeni nedir? Olay neden dolayı kaynaklanmıştır? 10) İmam Cafer-i Sadık (a.s)'tan sonra bazı taraftarları mutlaka 12 masum imamı "Mehdi" olarak ilan etmiş ve bunların bir vakitten sonra geri geleceğini öne sürmüşlerdi. Bunun dinen sakıncası nedir? Mehdi inanışı dinler tarihinde nelere yol açmıştır? 11) İmam Musa Kazım'ın Abbasi Devleti'nin rejimine yönelik siyasi tutumu nedir? 12) On iki masum imamların künye, lakap kullanmasının maksadı nedir? 13) Musa b. Cafer kendisinin ölümüyle imamet silsilesini sonlandıracak ve bir sonraki imam olan oğlu Ali Rıza'yı imam tanımayacak taraftarlarından neden hesaplaşmadı? Taraftarlarının bundan evvel ve sonrasında planı ve umudu neydi? Şimdi cevapları: 1) Şumeytiyye, İslam tarihinde önemli bir dini mezhep veya ekoldür. İsmi, kurucusu olan Şumeyt bin 'Adiyy'e atfen kullanılır. Şumeytiyye mezhebi, İslam'ın erken dönemlerinde ortaya çıkmış olan ve bazı fıkhi görüşleriyle öne çıkan bir mezheptir. Bu mezhep, Emeviler döneminde Irak'ın Basra şehrinde etkili olmuştur. Şumeytiyye mezhebi, diğer İslam mezheplerinden farklı olarak bazı hukuki, fıkhi ve siyasi konularda kendi görüşlerini savunur. 2) Nâvûsî, İslam düşünce tarihinde önemli bir alimdir. Tam adı Ebû Hafs Ömer bin Muhammed bin Ahmed bin İsmail bin Hafız bin Salim bin Zeyd bin İsmail bin Muhammed bin İsmail bin Abdirrahman bin Şehabuddin bin Muhammed bin İbrahim bin İsmail bin Nâvûs'dur. Nâvûsî, Hanefi mezhebi içerisinde önemli bir yeri olan bir alimdir. "El-Mevkıf" adlı eseriyle tanınır. Bu eser, Hanefi mezhebi içerisindeki fıkhi konuları ele alır ve özellikle ticaret hukukuyla ilgili detaylı bir şekilde bilgi verir. 3) Anbese b. Mus'ab el-'Iclî el-Kûfî, İslam tarihinde yaşamış bir sahabedir. Kendisi, Muhammed peygamberin yaşadığı dönemde İslam'a katılan ve ona hizmet eden kişilerden biridir. Anbese b. Mus'ab, Müslüman olarak kabul edildikten sonra İslam'ın yayılması için aktif rol oynamış ve peygamberle birlikte çeşitli savaşlara katılmıştır. Özellikle İslam'ın yayılması için Kufe bölgesinde önemli bir rol oynamıştır. 4) Sa'd b. Turayf el-Hanzalî, İslam tarihinde yaşamış bir sahabedir. Kendisi, Muhammed peygamberin yaşadığı dönemde İslam'a katılan ve ona hizmet eden kişilerden biridir. Sa'd b. Turayf, İslam'ın yayılması için aktif olarak çalışmış ve peygamberle birlikte çeşitli savaşlara katılmıştır. Onun soyundan gelenler, Hanzala kabilesi olarak bilinir. 5) Bâbûsiyye, İslam tarihinde ortaya çıkmış olan bir dini mezheptir. Bâbûsiyye, öğretmenleri olan Bâbûs adındaki bir şahıs tarafından kurulmuştur. 6) Cârûdiyye, İslam tarihinde ortaya çıkan bir dini mezheptir. Cârûdiyye, önderi olan Cârûd bin Abdullah bin Cârûd el-Hemedânî'ye atfen adlandırılmıştır. Bu mezhep, İran ve Irak bölgelerinde etkili olmuştur. Cârûdiyye, bazı farklı inanç ve uygulamalara sahip olduğu için diğer İslam mezheplerinden ayrılır. Bu mezhep, bazı fıkhi ve ahlaki konularda kendine özgü görüşler ve uygulamalar benimser. 7) Yahya b. Ebî Şumeyt, İslam tarihinde yaşamış bir alimdir. Tam adı Yahya bin Ebî Şumeyt bin Kurra el-Hanzalî'dir. Yahya b. Ebî Şumeyt, hadis ilmi ve fıkıh alanında otorite kabul edilen bir alimdir. Emeviler döneminde yaşamış ve Basra'da faaliyet göstermiştir. Özellikle fıkhi meselelerde derinlemesine çalışmış ve kendine özgü fikirleriyle tanınmıştır. 8) Şumeytî cemaati, İslam'da bir dini grup veya topluluktur. Şumeytî cemaati, adını kurucusu Şumeyt bin 'Adiyy'den almaktadır. Bu cemaat, Şumeytiyye mezhebini takip eden bir grup Müslümandan oluşur. Şumeytiyye mezhebine mensup olanlar, Şumeytî cemaati içinde bir araya gelerek ortak ibadetler yapar ve dinî konuları tartışır. Cemaat, genellikle Irak'ın Basra şehrinde etkili olmuştur. 9) Yahya b. Ebî Şumeyt'in Şumeytî cemaati aracılığıyla Muhammed b. Cafer hakkında rivayetler üretmesinin siyasi nedeni, dönemin siyasi ortamıyla ilişkilidir. O dönemde, Emevilerin yerini Abbasi Devleti almıştı ve Abbasi yönetimi, Sünni İslam'ın egemenliğini pekiştirmek amacıyla Sünni imamları öne çıkarmaktaydı. Muhammed b. Cafer ise Şii İslam'ın önemli bir figürüydü. Yahya b. Ebî Şumeyt'in, Muhammed b. Cafer hakkında rivayetler üretmesi, Şii İslam'ın etkisini zayıflatmak ve Sünni İslam'ın egemenliğini güçlendirmek amacıyla yapılmış olabilir. 10) İmam Cafer-i Sadık (a.s)'tan sonra bazı taraftarlar, on iki masum imamı "Mehdi" olarak ilan etmiş ve onların gelecekte geri döneceğine inanmışlardır. Din açısından sakıncası ise, bu tür ilanlar ve inançlar, İslam'ın ana akidesine uymamaktadır. İslam inancına göre, Mehdi'nin geleceği ve on iki imamın geri döneceği gibi iddialar, İslam peygamberi Muhammed'in öğretilerinde ve Kur'an'da belirtilmemiştir. Bu tür inanışlar, dini sapmalar ve aşırılıklar olarak görülebilir. Mehdi inanışı dinler tarihinde bazen toplumsal ve siyasi çatışmalara yol açmıştır. Bazı gruplar, bir liderin Mehdi olduğuna inandıkları zaman, bu lideri desteklemek ve onun liderliği altında toplumda değişiklikler yapmak için harekete geçmişlerdir. Bu tür inanışlar zaman zaman iç savaşlara, isyanlara ve çatışmalara yol açmıştır. 11) İmam Musa Kazım'ın Abbasi Devleti'nin rejimine yönelik siyasi tutumu, barışçıl direniş ve taktiksel bir yaklaşımı içeriyordu. İmam Musa Kazım döneminde Abbasi Devleti'nin yöneticileri, İmam'a karşı baskı ve zulüm uygulamıştır. Ancak İmam, açık bir isyan veya silahlı mücadele yerine, barışçıl direniş ve toplum içindeki etkisiyle Abbasi yönetimini eleştirmiş ve halkı doğru yola çağırmıştır. İmam Musa Kazım'ın siyasi tutumu, onun halk arasında popülerlik kazanmasını ve Abbasi yönetimine karşı direnişin sembolü haline gelmesini sağlamıştır. Bu şekilde, İmam, zulme karşı direnmek ve İslam'ın mesajını yaymak için barışçıl yöntemleri tercih etmiştir. 12) On iki masum imamların künye ve lakap kullanmasının maksadı, onların özel ve seçkin statülerini vurgulamak ve takipçileri tarafından kolayca tanınmalarını sağlamaktır. İmamlar, toplumda önderlik rolü üstlendikleri için, künye ve lakaplar aracılığıyla kimliklerini güçlendirmişlerdir. Bu künyeler ve lakaplar, imamların erdemleri, ilmi yetenekleri veya soy ağaçlarına atıfta bulunabilir. Bu şekilde, takipçileri onları diğer kişilerden ayırt edebilir ve liderliklerini kabul edebilir. 13) Musa b. Cafer, kendi ölümüyle imamet silsilesini sonlandırmayı veya bir sonraki imam olan oğlu Ali Rıza'yı imam olarak tanımayacak taraftarlarından doğrudan bir hesaplaşma yapmadı. İmamların halefleri konusunda farklı anlayışlar ve ihtilaflar olması doğal bir durumdur. Bazı taraftarlar, Musa b. Cafer'in ölümünden sonra Ali Rıza'yı imam olarak kabul etmeye devam etmiş olabilir. Ancak, bu gibi ihtilaflar, Şii İslam tarihinde zaman zaman ortaya çıkan bölünmeler ve ayrılıkların bir sonucu olmuştur. Her taraftar grubunun kendi planları ve umutları olabilir, ancak tam olarak ne olduğu hakkında kesin bir bilgi sahibi olmak zordur.
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.