Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Büyükanne büyükbabanın yanında yetişen bir çocuk... Benim kendime dair keşkelerimden biridir bu. Annemin babamın yanında kalmak istemediğimden değil ama nenemle dedemin yanında, köyde büyümek... Şehirde yaşadım da ne oldu sanki. Çok iyi bir eğitim mi aldım? Aldıysam ne işime yaradı? Otobüse erken yaşta binmek mi faydalıydı benim için yoksa sineklerin ilaçla öldürülüyor olması mı? Şehir benim hiçbir işime yaramadı oysa köyde olsam öğreneceğim koskoca bir doğal yaşam ve kültür vardı. Tamamen uzak değilim o bahsettiğim köy öğretilerinden. Zaten onları istiyor olmam da biraz da olsun nasıl bir şey olduklarını bilmemden kaynaklanıyor. Her tatilde ve yazın aylarca köyde kalmam sayesinde. Nenemin dedemin doğal yaşama dair bilgeliği bu kitaptakilerden aşağı kalmazdı. Keçilerini güderken eliyle tavşan yakalamış birinde. Doğaya yabancı biri görse o tavşanı bırakın yakalamayı 3 saniye görüş alanında bile tutamaz. Kitabı okurken bunun yansımalarıyla karşılaştım bolca. O açıdan da ayrıca hoşuma gitti. Hüzünlüydü bence ama her zaman savunurum hüzün en güçlü duygudur hayatta. Bir şey ne kadar hayata dairse o kadar da hüzünlü olacak demektir bu. Öyle kötü bir şey olarak da algılamıyorum. Kızılderili kabullenişiyle kabullenmek belki. Büyükbaba öldüğünde kandaşı büyükannenin tepede ağlamadan ufukları izlemesi gibi. Hüzün işte ama güzelliğin ürünü. Diyor ya kitapta da kötülükler hatırlanmaz. Başlı başına vuruculuğu olan birsürü minik hikaye sığmış kitabın içine. Bu kısmını da çok sevdim. Tek bir kişinin yarattığı bir şey değil, bir toplumun kültürü ama o kadar fazla hayat felsefesi haline getirilebilecek yaklaşım var ki. Hepsi de tek bir yerden çıkıyor olabilir.
Küçük Ağaç'ın Eğitimi
Küçük Ağaç'ın Eğitimi
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.