Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Bir Oyun Olsun İlk İncelememiz...
Sıkı bir Oğuzcuğum Atay hayranı olarak sert bir girişle başlamak istiyorum incelememe. " İnsan kendini anlatmaktan bıkıyormuş." Oğuz Atay'ın her okuduğum kitabında ona olan hayranlığım katbekat artıyor ve tekrar tekrar okuyorum. Kitap okurken hoşuma giden satırların altını çizmeyi seven birisi olarak #TehlikeliOyunlar'ı okurken kalemimi elden bırakmadığımı söyleyebilirim.
#TehlikeliOyunlar tıpkı Sevgili Oğuzcuğum Atay'ın ilk yazdığı, benim de Oğuzcuğum Atay ile tanıştığım ve okuduğum ilk kitabı olan #Tutunamayanlar gibi ulaşılması muhtemel olan uzun bir yolculuk olduğunu söyleyebilirim. Bu yolculuk, kişinin iç dünyasına, kendi benliğine doğru yapılan fakat kendi benliğini aramak için çıktığı bu yolda biraz Hikmet "'BEN'ol" biraz siz Sevgili Oğuzcuğum Atay ve biraz da benden bir parçayı taşıyan, anımsatan ve kaybolduğumuz bir yolculuktu Sevgili Oğuzcuğum Atay.
- Sanırım sen de beni anlayamamaktan dem vuruyorsun bu satırında Sevgili Okuyucum. Biliyorum anlaşılamayan bir yazarım ben. Günlüğümde isyan ettiğim satırları hatırlattın bana Sevgili Okuyucum. " Kimse dinlemiyorsa beni - ya da istediğim gibi dinlemiyorsa - günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda , bana , bunu da yaptınız." (Bu alıntılamayı ' İnsan kendini anlatmaktan bıkıyormuş' cümlemi savunmak ve tezimi ispatlamak için yazdım. Sevgili Oğuzcuğum Atay yazın hayatı boyunca hep anlaşılamamaktan dem vurmuş ve en sonunda günlüğünde isyanını bu şekilde dışa vurmuştur.)
+ Biliyorum biliyorum en çok yakındığın şey bu değil miydi zaten Sevgili
Oğuzcuğum Atay ? Seni anlayamamış olduğumu düşünüyorsun.
- Evet, Sevgili Okuyucum. Biliyorsun anlaşılamayan bir yazarım ben. En azından bu zamana kadar hep böyle hissettim.
+ Bilmem belki de ben anladım sizi Sevgili Oğuzcuğum Atay ya da öyle sanıyorum. Hikmet "BENol", Albay Hüsamettin, Sevgi, Bilge.. Bunlar muazzam karakterlerdi. Ama.. ama neden yaptın ki bunu bize Sevgili Oğuzcuğum Atay ?
-Ne yaptım Sevgili Okuyucum ?
+Kitap bittikten sonra beynimden vurulmuşa döndüm.
- Neden ?
+ Çünkü Sevgili Oğuzcuğum Atay ben zaten yeterince kendi ruhumun ıstıraplarını çekmekle meşgulken üzerine Hikmet'in ıstıraplarını da hissettim. Hikmet Benol o kadar bendi ki... Belki de ondan da çok siz Sevgili Oğuzcuğum Atay. O kadar çok anlaşılmak istiyordu ki.. Sadece anlaşılmak. Ne Sevgi ne ilgi bekledi. Her şeyden çok anlaşılmak istedi. Sonra kafası hep bulanık ve düşüncelerle doluydu. Hep aklını kurcalayan ona rahat vermeyen bir şeyler vardı. Belki de bir arayış içindeydi. Zaten hepimiz tıpkı Selim gibi Turgut gibi Hikmet gibi bir arayış içinde değil miydik Sevgili Oğuzcuğum Atay ?
- Evet, Sevgili Okuyucum ben aslında Hikmet, Hikmet aslında Selim, Selim aslında Turgut gibi karakterlerdi. Ama..
+Ama.. tabiki bu kadar değildi. Ne Hikmet, ne siz Sevgili Oğuzcuğum Atay ne de Ben. Bu ülkede eksikliği en çok hissedilen ama uygulanamayan " İnsanın kendiyle hesaplaşma meselesi"ni bizzat kendisine uygulayarak, bu meselenin ilk kurbanlarından biri oldu ve aslında meselenin ciddiyetine dayanamadığından bu durumu oyunlarla örtbas etti. (Hikmet'in sözleriydi) Ve düşünceler Sevgili Oğuzcuğum Atay, kafamız cam kırıklarıyla dolu olduğundan düşüncelerimiz dahi acıyordu. ( Bu da tabi Oğuz Atay'ın sözlerinden uyarlamam.:) Bu düşünceler ruhumuzu kemiren birer kurtçuğa dönüşerek tüm benliğimizi yavaş yavaş avuçlarının içine alıyor, bize rahat vermemek için her şeyi yapıyordu. (Bu da benim sözlerimdi.)
Teşekkür ederim Sevgili Oğuzcuğum Atay. Zamanından çaldığım için özür dierim. Seni tanımak seninle sohbet etmek güzeldi. İyi ki Edebiyat dünyamızın çok değerli yazarlarımızdansın. Sevgili Oğuzcuğum Atay.
Seni anlayan anlamak için çabalayan, okuyan Sevgili Okuyucun Süleyman'dan sevgilerle... Ruhunuz şad olsun. Sevgi, saygı, özlem ve minnetlerimle.. İyi ki varsın Sevgili Oğuzcuğum Atay... :)
