Gönderi

Şu aralar debelenip duruyorum. Koca okyanusun ortasında küçük bir balık gibi dalgalara kapılmamak istiyorum ve bir köpekbalığının gelmesinden korkuyorum. Kimi zaman da o köpekbalığı olmak istiyorum, kendi halinde takılan masum zayıf insanları parçalamak itiyorum. Onların kalplerini kırmak ve gözlerindeki hüznü görmek öfkemi besleyen yegane şey. 3 yıldır öfke sorunumla uğraşıyorum bunu bahsi geçince dillendirmeyi severim, bu sorunu çözmekten çok sorunla anlaşıyorum. Kimi zaman öfkemi besleyemediğimde içim içimi yiyor ve ya spora giderek yada bu şekilde yazarak kendimi sakinleştiriyorum. Eskisi gibi sık yazamıyorum bunun sebebi geçen sene çok fazla duygusal ve biraz heyecanlı birazda boktan olaylar yaşamış olmam. Bu sene eskisi kadar olaylı geçmedi, okula başlarken lise gibi olur dedim ama kendimi eskisi gibi olamayacağım bir yerde buldum. Uzun zamandır eskisi gibi olmak istiyorum aslında, böyle kötü hisleri benimsememiş insanı hatırlayıp duygulanıyorum ve bazen çocukluğumdan kalma müziklerle o anları özlüyorum. Özlediğim şey sadece bu anılar değil aslında, eskisi gibi olmayacak pek çok şeyi içten içe özlüyorum. Normalde bu sorunları kolayca aşardım ama bu sefer o imkanı kendimce yaratamıyorum ve yetersiz olduğumu hissediyorum. Değişen şeylerin varlığı büyümenin bir parçası ve değişim her zaman kötü bir şey değildir sadece kendinize bir kurtarıcı rolü biçtiğiniz takdirde hiçbir şeyi değiştiremediğinizi görmek baya boktan hissettiriyor. Kafamı siktiğim zamanlardan sonra edindiğim tecrübelerle başka arkadaşlarıma yardım etmek istedim. Kimilerine yardımcı oldum ama kimilerine yardımcı olmaya çalışırken bazı şeyleri daha da boktan ettim. Bunların hepsi insan olmanın bir parçası aslında ama insan kavramı bana göre çok zayıf ve tiksindirici bir kavram. Haftasonları caddeye indiğim her an aşırı gereksiz insan nüfusu olduğunu düşünüp benim gibi erkekler daha fazla olsaydı dünyamız daha iyi bir yer olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Dünyamıza rasyonellik lazım. Yaşanan her olayı aslında 1-0 diye yorumlamalıyız ve olayın karşısında yıkılmamamız lazım. Dünyada gelişimi engelleyen tek şey insan doğasında var olan duygusallık. Eskisi gibi duygularımızı yaşayamıyoruz. Eskiden insanlar avcılık yapardı veya 2.Dünya Savaşında 2 Japon piç öldürüp cesetlerin üzerinden geçerek ülkelerine kahraman olarak dönerlerdi. Kriminallik azaldı ve yasalar çoğaldıkça yeni dinler yayılmaya başladı. Eskisi gibi isyanlardan çok Hukuk önünde ağlak bir piç gibi kızgınlığını dile getirmeye başladın. Bu dinler ve kültürler arasında en tehlikelisi kesinlikle Woke kültürüdür. 1 grup azgın azınlığın kendi haklarını elde etmek için kapitalizmin maşası olması. Resmen iki yüzlülük akan aşağılık iğrenç bir insan topluluğu. Bu dünyaya gerçekçi, iki yüzlü olmayan şerefli insanlar lazım. Bizim gibi insanlar sayesinde dünya gelişir yoksa kendi cinsel kimliğini tanımlayamayan 3-4 tane işe yaramazla bu iş sürmez. En çok neyi seviyorum biliyor musun. Böyle her şeyi yazıp kendimi oyuna gömmeyi. Dünyayı değiştirmek için önce kendinizi değiştirmelisiniz derler ama kendimde en sevdiğim şey çelişkiler arasında yaşıyor olmam.
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.