Gönderi

96 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 7 hours
Çocuğa Görelik İlkesi Açısından Değerlendirilme Çalışmam
Metin Dışı İnceleme Kitabın yazarı Cahit Zarifoğlu’dur ve editörlüğü Mustafa Ruhi Şirin tarafından yapılmıştır. İncelenen kitapta baskı bilgisine yer verilmemiştir. 13,5x19,5 ebadına, 96 sayfaya, karton kapağa ve 2. hamur kitap kağıdına sahiptir. Beyan Yayınları tarafından basılmıştır. Kapakta renk kullanımı uyumlu olmuş. Mor ve beyaz renk kullanımı çocukların ilgisini çekecek bir kullanıma sahip olmuş. Motorlu bir kuş tasviri ve uçak resmi çocuğun ilgisini cezbedecek şekilde yerleştirilmiş. Ayrıca içerikle de (ilk hikâye) uyum sağlamış. Arka tarafta ise kısa bir özet verilmiş. Aynı resmin daha küçük haline arka tarafta da yer verilmiş. Kitap içerisinde sadece 6 resim kullanılmıştır. Bu oldukça yetersiz kalmıştır. Muhtemelen aynı kitabın resimli baskısı da yapıldığı için bu kitapta pek önem verilmemiş. Fakat resimlerin kullanım yerleri ve çizim kaliteleri başarılı diyebileceğim bir seviyede olmuş. Metin İçi İnceleme Kitap daha çok sembolik/alegorik bir eser olmuş. 5 farklı hikâye aracılığıyla erdemli olmak gerektiği mesajı verilmiş. Yer yer evrensellikten uzaklaşıp semitik dinlerin bakış açısıyla mesajlar verilmeye çalışılıyor olsa da genele baktığımızda erdem üzerinden ilerlendiği görülüyor. Motorlukuş Konu: Motor takılan bir kırlangıcın zamanla yaşadığı olumsuz değişimler. Tema/ana fikir: Rahatlık sunduğunu sandığın şeylerin seni nasıl köleleştirebileceği, asimile edebileceği ve başkalaştırabileceği. Zaman: Masalımsı özellikler de taşıdığı için zaman bilgisi verilmemiş. 8. sayfada geriye dönüş tekniğine başvurulmuş. Mekân: Kırlangıçların mahallesi, o topraklar. Kişi/Varlık Kadrosu: Ahmet, Mehmet, küçük kırlangıç/Kırlanmotor, otokuşlar, küçük kırlangıcın annesi, başkan, uzmanlar. Bakış Açısı ve Anlatıcı: Tanrısal bakış açısı ve hâkim bakış açılı anlatıcı kullanılmıştır. Anlatma tekniği kullanılmıştır. Ayrıca ara ara iç çözümlemeye de gidilmiştir: “-Acaba ne oluyor şurada diye yaklaşınca irkildi kuşların tümü (s. 7).” Dil ve Üslup: Yazar sade bir dil kullanmış. Çocukların rahatlıkla okuyabilecekleri bir kitap olmuş. “Göz gözü görmemek (s. 7), gözleri parlamak (s. 7), göze almak (s. 8), harıl harıl çalışmak (s. 9), dizinin dibinde oturmak (s. 10), tuzağa düşmek (s. 10), şaşırıp kalmak (s. 13).” Gibi deyimlerin kullanımı dil gelişimi açısından yararlı olmuş. “Acele işe şeytan bulaşır (s. 14).” şeklindeki atasözü kullanımı da faydalı olmuş. Ayrıca “kan pahası (s. 12)” gibi söz öbeklerinin kullanımı da yerinde olmuş. Eksiltili cümle kullanımı yapılmış, böylece okur düşünmeye itilmiş: “Bir daha o topraklara adım atarsan beynini…” gibi (s. 8). İletiler: “Canlarını zor kurtardı Ahmet’le Mehmet (s. 8).” burada örtük bir mesaj verilmiş. Hayvanlara bulaşmamak yönünde bir mesaj. “Annemin dizinin dibine oturayım da bir daha dışarı çıkmayayım (s. 10)…” burada örtük bir ileti var. Büyük sözü dinlemeyenlerin başına kötü şeyler gelebilir şeklinde bir mesaj var. “Çünkü sonu fena: Motor bedava. Ama yedek parça kan pahası. Kaptırdın mı kuyruğunu, ha (s. 12)!” burada toplumsal ve hatta evrensel bir ileti bulunuyor. “Düşün bakalım, artan zamanlarda ne yapacaktık peki (s. 13)?” burada toplumsal bir ileti bulunuyor. “…sürat, insanlar için önemli olabilir, ama bizim için değil. Biz zaten hiç zaman öldürmeyiz (s. 13).” burada da toplumsal bir ileti bulunuyor. Hemen öncesinde verdiğim iletiyle birlikte teknolojinin bize verdiği bir zarara gönderme yapılıyor. “Bakalım ne diyecek, zaman denen öğretmen (s. 14)?” burada örtük bir ileti bulunuyor. Özet Günlerden bir gün kırlangıçların mahallesinde acayip bir kalabalık varmış. Oradan geçen Ahmet ve Mehmet bu kalabalığı görüp kuş avlamak istemişler. Fakat gösteriyi kaçırmak istemeyen kuşlar birlik olup ikisine saldırıp kovalamışlar. Peki mahalle neden bu kadar kalabalıkmış? Bunun için biraz geriye dönmemiz gerekliymiş. Küçük kırlangıç annesinden azar işitiyormuş. Çünkü gitmemesi gereken topraklara gitmiş. Bu azarlamadan sonra küçük kırlangıç annesini dinlemeyip o topraklara yine gitmiş. Arasından duman yükselen kayalar görmüş ve oraya girmiş. İçeride görülmemiş şekillerde kuşlar görmüş. Onlara doğru sinsice yaklaşan başka bir yaratık daha görmüş. Onları uyarmış ve onlarda bu yaratığı parçalayıp yemişler. Küçük kırlangıç korksa da bu kuşlar ona iyi davranıp kendilerinin otokuşlar olduklarını söylemişler. Bu kuşlar bir motor ile uçuyorlarmış. Hem de bu motor sadece gagalayarak çalışıyormuş! Küçük kırlangıca da takmayı teklif etmişler ve kabul etmiş. Sonunda annesinin yanına dönmüş. Annesi çok kızmış ve bunların hepsinin bir tuzak olduğunu anlatmaya çalışmış. Fakat nafile, küçük kırlangıç otokuşları savunmuş ve yeni adının Kırlanmotor olduğunu demiş. Annesi çok üzülmüş. Fakat Kırlanmotor konuyu kuşlar meclisine taşımış ve herkesin motor takmasını teklif etmiş. Kuşlar meclisinde başkan motorun mühürlenmesine, 6 ay sonra fikri değişmezse teklifinin o zaman düşünülmesine karar vermiş. İşte kırlangıç mahallesi o gün bu yüzden kalabalıkmış. Kırlanmotur harap olmuş, bitkin bir şekilde gelmiş. Uzmanlar rapor hazırlayıp onun artık kırlangıç olmaktan çıktığını dile getirmişler. Tekrar kırlangıçlaştırabilmek için cankurtaran çağrılmış ve olay bir bültenle bütün kırlangıçlara duyurulmuş, bu tuzağa düşmemeleri için… Dünyanın En Vahşi Hayvanı Konu: Bir babanın 9 çocuklu ailesiyle birlikte hayvanat bahçesine gitmesi. Tema: İnsanın zalimliği. Zaman: Zamana dair bilgi verilmemiş. Muhtemelen hafta sonu. Mekân: Ev, arabanın içi ve hayvanat bahçesi. Kişi/Varlık Kadrosu: Baba, anne, hayvanlar, Fatma Betül, Ayşe Hicret, Hatice, Abdurrahman, Ümmühan, Ahmet Fehim, Mekki, Ebubekir, Arife, Zeynep. Bakış Açısı ve Anlatıcı: Tanrısal bakış açısı ve hâkim bakış açılı anlatıcı kullanılmıştır. O kadar ki karakterlere soru yöneltip cevap aldığı dahi olmuştur (s. 21). Daha çok anlatma tekniği kullanılmıştır. Dil ve Üslup: Yazar genel olarak sade bir dil kullanmış olsa da ara ara anlaşılmaz kelimeler de kullanmıştır: “münasebet (s. 22), hasbihal (s. 22), nida (s. 23), mahluk (s. 24) gibi. Bunlar dışında hedef kitlenin anlayabileceği bir dil kullanımına gidilmiş. 23. sayfada eksiltili cümle kurulmuş ve anlatıcı akışa müdahale ederek okuyucunun tamamlamasını istemiş: “Gerçekten de yoktu böyle bir…”, “Bir dakika duralım ve soralım, acaba biraz önce yarım kalan cümle nasıl tamamlanacaktı size göre?” Bu yolla hayal gücünü kullanmaya itmiş çocukları. Fakat bu genelde kusur olarak kabul edilen bir yöntemdir. Teknik açıdan kusurlu kılacaktır. Deyim ve söz öbekleri kullanımını da gidilerek sözvarlığını geliştirmek hedeflenmiştir: “hasbihal etmek (s. 22), uslu uslu duruş (s. 22), katıla katıla gülmek (s. 26), tuz buz etmek (s. 27).” İletiler: “Onlar daha dünyaya gelmeden Allah onların yiyeceklerini, giyeceklerini önceden yollar (s. 20).” burada dini bir ileti vardır. “Siz annenizi de geride bıraktınız. O bile sizden çabuk hazırlanıyor bir yere giderken (s. 21).” toplumsal bir ileti verilmiş. “Şu demek ki evlatlarım dünya yüzünde, insandan daha zalim, daha öldürücü, daha vahşi başka bir mahluk yoktur (s. 24).” açık, ahlaki, toplumsal ve evrensel bir ileti olduğunu sanıyorum. “Ama Mekki büyüyünce, gerçek zalimleri göstermeyen bütün aynaları kıracak, tuz buz edecek (s. 27)…” burada açık bir ileti vardır. Özet Bir baba ailesiyle birlikte hayvanat bahçesine gidecekmiş. Çocuklarının ve eşinin hazırlanmasını bekliyormuş. Babanın tam 9 tane çocuğu varmış. “Allah rızklarını verir.” Diye düşünüp bu kadar çocuk yapmış. Hala daha az buluyormuş üstelik. Çocukların adları büyükten küçüğe Fatma Betül, Ayşe Hicret, Hatice, Abdurrahman, Ümmühan, Ahmet Fehim, Mekki, Ebubekir, Arife ve Zeynep imiş. Sonunda arabaya geçip yola koyulmuşlar. Hayvanat bahçesine geldiklerinde sırasıyla kaplan, sırtlan aslan ve yılanları görmüşler. Baba hepsi hakkında bilgiler veriyormuş çocuklarına. Saya saya devam etmişler. Anneleri bir kafesin önüne geldiğinde çok şaşırmış. Annenin yanına gidenler de onun gibi şaşırıyor ve bağırıyormuş. Baba geldiğinde görmüş ki meğer kafes bomboşmuş. Ancak kafesin içinde büyük bir ayna varmış. Aynanın üzerinde ise “İşte şimdi dünyanın en yırtıcı hayvanını izliyorsunuz.” yazıyormuş. Çocuklar bunun ne demek olduğunu babalarına soruvermişler. Babaları “Şu demek ki evlatlarım dünya yüzünde, insandan daha zalim, daha öldürücü, daha vahşi başka bir mahluk yoktur.” demiş. Ümmühan ile Abdurrahman tam itiraz edeceği sırada arkalarında turistler belirivermiş. Baba onlara yazıyı tercüme etmiş, hepsi gülüvermişler. Ailemiz bir köşeye çekilip oturmuşlar. Baba başlamış tarih anlatmaya. İnsanların yaptıkları zulümleri anlatıyormuş. Çocuklara “Anladınız mı?” diye sorduğunda “Anladım.” anlamında kafa sallamışlar. Sonra kalkıp yürümeye başlamışlar. Mekki birden fırlayıp yerden taş almış ve aynaya fırlatıvermiş. Ayna kırılmamış ama “…Mekki büyüyünce, gerçek zalimleri göstermeyen bütün aynaları kıracak, tuz buz edecek…”
Motorlu Kuş
Motorlu KuşCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20151,097 okunma
225 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.