Gönderi

189 syf.
·
Puan vermedi
Kötülük Maruz Kaldığın Şeye Dönüşmektir Hocam
Sevgili Doğan Cüceloğlu keşke bu kitabı siz henüz sağken okuma fırsatı bulsaydım. O zaman kitabınıza yazılmış bir inceleme yerine size yazılmış okur mektuplarından biri olurdu bu yazacaklarım. İlk defa bir kitabınızı okurken psikoterapi seansında gibi hissetmedim, kitapta yazdıklarınıza katılamadım. Mehmet Çelik kötü biri değildi diyorsunuz kitapta ancak yanılıyorsunuz. Mehmet Çelik kötülüğün vücut bulmuş halidir hocam. Ayn Rand'ın tarifiyle metafizik bir gerçeklik olarak kötüye kötü demek gerekir ve kötüye, kötü birine nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davranmak gerekir. Aksi durumda yeryüzünde kötülük deyince aklımıza gelen hiçbir insana kötü diyemeyiz, hepsinin bu kötülükleri yapması için kendilerince bir yaşam döngüleri, onları bu davranışlara iten bir acıları, bir travmaları vardır. İçselleştirdikleri, rol model aldıkları bir kötü vardır onların da... Sahi kötülük nedir hocam? Kötülük maruz kaldığın şeye dönüşmektir. Maruz kaldığın kötülüğü bir bayrak gibi devralıp bir sonraki nesle, ya da güç yetirebildiklerine tekrar yaşatmaktır. Toplum olarak bu kötülük döngüsünün içinde yaşarken Mehmet Çelik'e kötü değildi demek hem de sizin gibi biri tarafından bunun denmesi nasıl büyük bir hayal kırıklığı tarif edemem. Sizin vefatınızdan bir yıl sonra (yine Şubat ayında) kızım doğdu, doğumundan sonra sizin bir sohbetinizi dinlediğimde içime derin bir hüzün çökmüştü. Sanki kızım dedesini hiç görmeyecekmiş gibi hissetmiştim. Oysa babam, kızımın öz dedesi o zaman sağdı. Derin derin bana böyle hissettiren neydi diye düşündüm. Sonunda anladım ki ben babamdan hiçbir zaman açık seçik bir sevgi görmemiştim. Ya babam benden esirgediği babalık sevgisini bir dede olarak kızımdan da esirgeyecek olursa kaygısıydı bana bir yıl sonra sizin hüznünüzü hissettiren. 6 Şubat depreminde ben de babamı kaybettim hocam. Belki onun kadar sıkıntılı değildi ama benim babam da bir Mehmet Çelikti hocam. Sizden iki yıl sonra yine bir Şubat günü kaybettim hocam ben babamı. Acısını ta yüreğimde hissettim. Ama yaşadıklarımızdan çok fırsatımız varken yaşayamadımlarımızın, paylaşamadıklarımızın acısıdır bu hissettiğim. Ah baba, ah babacığım. Yanıbaşımızdaydın, bir şefkat eli kadar uzağımızdaydın. Arkamızdan, biz uyurken gösterdiğin sevgini, şefkatini neden ahir ömründe sakındın bizden? Babandan gördüğün babalık buysa da sen neden bildiğin halde başka türlüsünü seçmedin? Mehmet Çelik ve Mehmet Çelik yürekliler için yüreğindeki sevgisini açamadı demişsiniz kitapta. Yüreğindeki sevgisini açamadı mı yoksa açmamayı mı tercih etti hocam bizim babalarımız? Aç bir insanı doyurma imkanı varken onu doyurmamak nasıl kötülükse yüreğinde sevgi varken sevgiye en muhtaç oldukları yaşta çocuklarından sevgiyi esirgemek, göstermemek de aynı derecede hatta bence daha da öte kötülüktür hocam. Her zaman söylersiniz çocukluğu insanın anavatanıdır diye, ben dönüp geriye baktığımda hatırlayacağım mutlu, sevgi dolu bir vatanım yok hocam. Bu sevgisizlik beni bu dünyanın bir ömür mültecisi yaptı hocam. Nereye gitsem, kimlerle muhatap olsam, kaç yaşına gelirsem geleyim bir yere ait değilim hocam. Söyleyin hocam bana reva görülen bu mahkumiyet kötülük değilse ben neye kötülük diyeceğim? Kur'an'ı Kerim'de atalarının dinini sürdürenler için Allah; " Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun.” denildiği zaman: “(Hayır,) bilakis biz, babalarımızı üzerine bulduğumuz (ve alıştığımız âdetlerimize) uyarız.” derler. Babaları hiçbir şey akletmemiş ve doğru yolu bulamamış olsalar bile mi (onların yoluna uyacaklar)?" der. Babalarımız kendi babalarından gördükleri babalığı bayrak yarışı gibi devrede devrede sürdürdüğünde bu kötülüğü, bu akılsızlığı sürdürmüş olmuyor mu ayetin deyimiyle? Kötülük maruz kaldığın şeye dönüşmektir hocam. Benim babam kötü bir insan değildi ama kötü bir babaydı hocam. Ve bu da kötülüğün bir şekli. Çok insan dışarıda onun iyiliğini gördü, ölümüne çok insan gözyaşı döktü, bizim gibi yetim bıraktığı, kendi kanından olmasa da baktığı yaşlıları, çocukları vardı. Sıcakkanlıydı, hoşsohbetti, sevgi doluydu ama hepsi el içindi hocam. Ömrü boyunca koşturduğu, yorulduğu, emek verdiği hep el içindi. Oysa evde ona ihtiyacı olan bizdik, onun sevgisine, dokunuşuna bizi sarıp sarmalamasına ihtiyacı olan bizdik. Dışarıdaki insanların o olmasa da başka bir Mustafaları olabilirdi belki ama bizim ikinci bir babamız yoktu. Ve bizim ona en muhtaç olduğumuz zamanlarda cismi yanımızdaydı ama yüreği, sevgisi, ruhu yoktu yanımızda. Bu kötülüktür hocam. Psikolojik arka planını bilmem babamın bizi yoksun bıraktığı sevgisi için bir hoş görme ehliyeti olmuyor maalesef. Saniye Çelik... Kitabın asıl kahramanı... Gerçek hayatında silik, şeffaf, yan rol olmayı öyle içselleştirmiş ki kitaba inceleme yazarken bile istemsiz yan rol oluverdi birden. Bu hikayenin masumu gibi duruyor ama bir Saniye Çelikle büyümüş, bir Saniye Çelik olmaya zorlanmış biri olarak hikayenin içinden bildiriyorum; Saniye Çelik bu hikayenin masumu değil. Kurban rolünü içselleştirmiş, alışık olduğu, dayak yese bile aşina olduğu konfor alanını terk etmeye cesaret edememiş, en fazla cesaret edermiş gibi görünen, mış gibi yaşayan bir korkak. Bunu dile getirirken çekinmiyorum çünkü ben de o ortamın insanıyım dediğim gibi. Kitabınızı okurken çoğu manzara o kadar tanıdıktı ki hafızamın en derinlerine attığım, unuttuğum çoğu anıyı siz tekrar hatırlattınız bana. Siz Saniye Çelik ten dinlediniz ve yazdınız hikayeyi, ben ise bir Melis, bir Selçuk bir Yılmaz olarak yazıyorum bu mektubu size. Saniye Çelik ve Mehmet Çelik'in atalarından devraldığı ve sürdürdüğü kötülük, kurban rolü benim de anavatanımı, çocukluğumu aldı elimden aldı hocam. Bu bayrağı bana devrettiler, bugün bu bayrağı ayaklarım altına almak yerine kızıma verirsem ben de kötüyümdür hocam. Hem de en kötüsü... Keşke hocam, keşke şu kitabı siz sağken okusaydım da içimde biriktirdiklerimi size dökebilseydim. Belki siz anlardınız beni, belki siz içime bir nebze olsun ferahlık verecek bir nefes olurdunuz...
Bir Kadın Bir Ses
Bir Kadın Bir SesDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20181,734 okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.