M-U-H-T-E-Ş-E-M
Kapıların dışında kalmış herkese selamlar!
Savaş temalı belki tonlarca kitap vardır ve hepsi de aynı şeyi anlatır aslına bakarsanız. Evet savaş insanoğlunun aptallığının en büyük kanıtıdır. Öylesine yaralar açar ki savaşlar, ki bunun en acısı bedende değil kalpte açtığı yaralardır. Kapıların Dışında kitabı da savaş temalı bir eserdir ancak bunu öyle eşsiz ve öylesine muazzam bir şekilde ele almış ki yazar, bunu kıvrak zekasıyla bize bir oyun şeklinde sunuyor.
2.Dünya Savaşı sırasında Alman bir asker olan Beckmann, bu savaşta çokça ölüm ve acı görmüştür. Yaşadığı acılar, ruhunda öylesine derin yaralar açmıştır ki buna daha fazla dayanamaz ve intihar etmeye karar verir. Ve oyun bu şekilde başlamış olur. Kitap boyunca onu ölümden alıkoymaya ve onu vazgeçirmeye çalışan bir karakter vardır, ismi de Öteki. Kim peki bu? Bana göre Beckmann'ın yüreğinin ufacık bir kısmında kalan umut tanesi, cılız bir yaşama isteği Öteki.
İnsanların iyi olduklarına olan inancı artık yoktur, yaşama dair bir istek ve sevinç duymaz olmuştur. İnandığı Tanrı'ya gücenmiştir Beckmann. Kitapta ara ara bu kırılganlığını belli eder ve Tanrıyla bir nevi kavga eder. Hem insanların acımasızlığı hem de ona göre Tanrısının olanları umursamamasını düşünerek şöyle der : "Aşağıda insanların kulakları tıkalı, yukarıda Tanrı'nın! Tanrı uyuyor, bizse yaşamaya devam ediyoruz."
Kitap bana göre savaşın yıkımlarından çok, orda savaşan insanların içinde bulunduğu psikolojiyi anlatır. Binlerce ölü bedenler görmüş, yanında bombalar ve silahlar patlamış, ölümle adeta dans edercesine bir yaşam süren bu insanlar artık nasıl normal bir insan olabilirler ki? Savaş bitip de evlerine döndüklerinde hâlâ aynı kişiler midir? Kesinlikle hayır. Ve bu insanları savaşmaya sürükleyen de yine bir avuç gözü doymaz,kendi hırsları uğruna bunca insanın hayatını hiçe sayan, vahşi bir yaratık olan insan görünümlü varlıklar.
Wolfgang Borchert ile ilk defa tanıştım ve kalemine hayran kaldım. Ve okuyacak olanlara da yazarın hayatına bir bakın derim. Hayatı da en az bu kitap kadar sizi etkileyecektir. Aslında bir nevi kendini yazmıştır bu kitapta. Çünkü; o da savaş dönemi askerlik yapmıştır ve çok ağır hastayken hem de. Üstelik ölüm ona çok erken uğramış, sadece 26 yaşındayken hayatını kaybetmiş ve bu kitabın sahnelenmesi ise öldüğü günün hemen ertesi olmuştur. Ne tuhaf değil mi? 
Kapıların Dışında benim en favori kitaplarım arasında yerini almıştır bundan sonra. Sizlere de mutlaka ama mutlaka tavsiye ederim...
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.