Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Filler, Karıncalar, Bizler...
Toplumun sorunlarını yazmış, eserlerinin konusunu toplumundan almış, yaşadığı çevreyi en iyi şekilde gözlemleyip, okuyucuya sunmuş bir yazar ararsak, tabii ki karşımıza
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
çıkar. Onu insandan ve doğadan ayrı düşünmek olanaksızdır. Dağın, ağacın, binbir çeşit kuşun, hayvanın, toprağın yazarıdır Yaşar Kemal. İçimizden biridir. Yeri geldiğinde bizi bizden daha iyi tanır. Kendi tabiri ile, "çok bela görmüş adamdır." Gördüklerini, yaşadıklarını yazmış, sessiz kalmamıştır. Onu, dünya çapında büyük bir yazar yapan en önemli özelliği budur belki de... Kitaba başlar başlamaz aklıma
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği
geldi. Bu iki eser de barındırdıkları siyasi ve toplumsal mesajlar ile birbirine çok benzemekte. Her iki kitabı da okuyanlar bana hak verecektir. Fakat söylemek gerekir ki Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca çok daha kapsamlı ve içerik bakımından daha fazla sorgulatan bir eserdir. Bazı sayfaları, bazı cümleleri huzur bozar, gerçekleri gösterirken acı yaratır. Kitap hakkında bir çok kaliteli ve içeriği dolu inceleme yazılmış. Kitabı bitirdikten sonra okudum bu incelemeleri ve çok faydalı oldular diyebilirim. Kendim de bir şeyler yazmayı, beni çok etkileyen bu eser hakkında bir incelememin olmasını istedim. Umarım hakkını vererek bir kaç cümle yazabilirim. Filler ve karıncalar... Yani; insanlar ve insanlar... Yönetenler ve yönetilenler, ezenler ve ezilenler... Bizler, fillerin, yani güçlünün haklı olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ya da düzen hep böyleydi, güçlüden yanaydı. Savaşları filler başlatır, karıncalar filleri kışkırtmakla suçlanır. "İlk olarak karıncalar saldırdı" derler. Karıncalar dahil, herkesi buna inandırırlar. Onlar, güçlü fillerdir çünkü, haksız olacak değiller ya! Hani ne diyordu Barış Manço? "Yaz dostum, bir dünya ki, haklı haksız karışmış." Düzen ne zaman değişir de, ezilen ve yönetilen haklı da olabilirse, karıncalar o zaman kurtulacaktır. O günlere daha çok var arkadaşlar... Ah şu karıncalar! Bölünen, dağılan, veryansın eden, doğru düşünemeyen, oyunlara alet olan karıncalar. Dillerini, benliklerini, geçmişini unutan (inkar eden de denilebilir) karıncalar. Kendilerini fil sanan karıncalar. Oysa sadece kendileri kadar fil olmalarına izin verilen karıncalar. Fillerin de bir zamanlar karınca oldukları masalına inanan masum karıncalar. Umutları çalınan karıncalar... "Bizim yapacağımız en birinci iş onların umutlarını öldürmek olacak. İçlerindeki umut tamamen söndüğü gün onların karıncalıkları da bitecektir." Yönetenler, yönetilenlerin umutsuz kalmasını isterler. Umut oldukça, onlar için tehlike var demektir. Bu çağ, karanlıklar içinde bir umut ışığı arayanların çağı... Filler, hüdhüdler, karıncalar, sarıca karıncalar, Kırmızı Sakallı Topal Karınca... Her birisi birilerini simgeliyor. Filin, hüdhüdün kim olduğu değişebilir. Herkes fil için farklı birilerini düşünebilir ama karıncalar her zaman aynıdır; halk... Mutlu yaşamalarına izin verilmeyen, birbirlerine düşürülen, çalışkanlıkları sömürülen, kimlikleri yok edilmek istenen. Karıncalar, filler için gece gündüz çalışır da, ellerine geçen tek şey karınlarını doyuracak kadar yiyecektir. Düşünmemeleri için durmadan çalıştırılır halk. Filler, düşünen bir halk istemez. Düşünenleri, sorgulayanları tehlike olarak görürler. Onları oyalamak, düşünmekten uzak tutmak için çalıştırırlar durmadan. Fillerin istekleri, arzuları katlanarak çoğalır. Radyo, televizyon, dizilerle uyuturlar halkı. Halkın, bir dizi başında üç saat geçirmesini en çok filler isterler. Dört bir yandan sarılmış etrafımız, bu çağ uyutmayı bilenlerin çağı... Belki bu kitabı okuyan herkes fillere kızacak, onları sevmeyecek ama ben en çok sarıca karıncalara kızdım, onlardan nefret ettim. Fil zaten karıncalar için görünen bir düşmandı ama sarıcalar kendilerindendi. Mevkii, makam ve yükselme uğruna özlerini unutanların bu dünyada yeri olmamalı. Aslında kitaba tamamen siyasi yönden bakmamak gerekir. Bir milletin içinde sarıcalar olabilir ama gündelik ilişkilerimizde de bunlara denk gelebiliriz. Ne diyordu türküde? "Dost bildiğim ele döndü..." Kiminle arkadaş olduğunuz, kiminle yola çıktığınız, sırrınızı kime açtığınız çok önemli. Hayat sizin de karşınıza bir sarıca karınca çıkarabilir. Bu çağ, sakalını kırmızıya boyayıp gizlenebilenlerin çağı... Eh, toplum sadece çalışan, itaat eden karıncalar ve güçlüden yana olan sarıcalardan oluşmaz ki. Sayıları az da olsa Kırmızı Sakallılar da vardır. Doğru düşünebilen, kurtuluşun okumaktan geleceğine inan Kırmızı Sakallı Topal Karıncalar da vardır. Çünkü onlar güçlerini, yapabileceklerini farkında olan, gerçekçi düşünenlerdir. Kırmızı Sakallı Topal Karınca mağarasında kitap okur durmadan ve bu yüzden de hiçbir şey yapmamakla suçlanır. Oysa kurtuluşu o getirecektir karıncalara. Okumanın ve tecrübenin değerini bir kez daha görüyoruz bu noktada. Bunlar her zaman kazandırır. Bu çağ, maalesef okuyanların çağı değil... Kitabı okurken karşımıza çıkan bir diğer acı gerçek de, biriktirme hastalığına yakalanmış olmamızdır. Eldeki ile yetinmez insanoğlu, hep daha fazlasını ister. Savaşların, ayrılıkların, sömürülerin altında hep bu istek vardır. Daha da fazlası... Yaşar Kemal'in çalışkan ve sayıca fazla oldukları için karıncaları, devasa, güçlü ve yenilmesi zor olmalarından dolayı da filleri seçtiği aşikârdır. Hatta bu seçimler konusunda şöyle der; "Neye üzülüyorum biliyor musun, bu kitabı okuduktan sonra, özellikle de çocuklar, filleri belki hiç sevmeyecekler. Bu bana çok dokunuyor. Ne yapabilirdim ki? Oysa filler, bugünkü sömürücüler kadar ne korkunçtur, ne zalimdir, ne özgürlük düşmanıdır, ne de işkencecidirler. Eğer insan soyunun bu en zaliminin simgesini, benzerini hayvanlar arasında arayacak olsaydım, belki timsahları bulurdum, boa yılanlarını bulurdum. Yok yok, sanmıyorum ki, yer yüzünde bu zalimleri simgeleyecek korkunçlukta bir hayvan türünü bulabilelim. Halk, karıncayla fili uygun görmüş, ben de onların simgeleyişlerini bozmadım." Çocukların filleri kötü bilecek olmalarına üzülmek ne kadar da ince bir düşünce değil mi? Oysa filler ve tüm hayvanlar masumdur... Her filin ve her düzenin bir gün yenileceğini, karıncaların her zorluğu aşabileceğini unutmayalım. Yaşar Kemal okumayı ihmal etmeyelim. Böyle bir yazarın orijinal dilinin Türkçe olmasının bizim için bulunmaz bir nimet olduğunu düşünüyorum. Umarım bu kıymetli eserin hakkını verecek bir inceleme olmuştur. Hepinize keyifli okumalar ve son olarak; "Hepimiz birer karınca isek, yeryüzünün bütün karıncaları birleşince..."
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710.5k okunma
·
328 views
İrkaay okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş, kaleminize sağlık 🤗 keyif alarak okudum, ekledim alacaklar listesine kitabı da okuyacağım ☺️
Mehmet Emin Akın okurunun profil resmi
Kitabı okurken çok daha keyif alacağınıza eminim. Vakit ayırıp incelemeyi okuduğunuz için teşekkür ederim. Bol okumalı günler... 😊
1 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.