Geçen gün kuşlara ekmek verirken bir kız çocuğu yanıma geldi, kuşları seyretmek için. Ona da uzattım bir parça. O küçücük elleriyle daha yatkın elbette ekmeği ufalamak için. Senin de böyle ellerin vardır bilirim, küçük ve sanki eşyanın yüzeyine değil de yüreğine dokunan.
Heyecanını görmeliydin, kuşları ekmekle besledi, beni umutla. Ekmek bittiğine annesi teşekkür etmesini söyledi, hemen bana döndü, "seni seviyorum" dedi. Öylece kaldım, çocuklar ne kadar da hesapsız ve çıkarsız bir dünyada yaşıyorlar. Onun teşekkür etmesi böyleymiş ama asıl ben teşekkür ederim senin varlığına.
Hemen eve dönmedim bu kez, sahilde oturdum ve düşündüm. Bu kız çocuğuna bir isim buldum sonunda: Merhaba!