Gönderi

184 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 9 hours
Çok sevmelerin adamı Ahmed Arif..
“Ruhum... Mısra çekiyorum, haberin olsun.” Kitapta geçen bir şiirden bu güzelim mısralar.. İşte Arif her bir kelimesini ruhundan gelen bu isteğe göre satırlara dökmüş. Öyle güzel dökmüş ki kimimiz ona ait olduğunu bilmediğimiz bir sürü mısra dizelerini mırıldanır olmuşuz bir çok şarkıda... Güzelliği burada Ahmed Arifʼin bizden olanı samimiyetle bize vermesi.. Ya da ben buyum, böyleyimi dizilerinde ayan beyan gösterebilmesi.. Safi samimiyet.. “Can benim, düş benim Ellere nesi..” Başka nerede görebiliriz ki içten gelebilen böyle bir cümleyi samimiyet olmadan. Kendi toprağını, kendi sevdasını bize eski zaman destanı gibi anlatır durur şair.. Mesela der ki: “Seni sevmek, Felsefedir kusursuz. İmandır, korkunç sabırlı. İp'in, kurşun'un rağmına, Yürür pervasız ve güzel. Sıradağları devirir, Akan suları çevirir, Alır yetimin hakkını, Buyurur, kitabınca... Gün ola, devran döne, umut yetişe, Dağlarının, dağlarının ardında, Değil öyle yoksulluklar, hasretler, Bir tek başak tanesi bile dargın kalmayacaktır, Bir tek zeytin dalı bile yalnız... Sıkıysa yağmasın yağmur, Sıkıysa uyanmasın dağ. Bu yürek, ne güne vurur... Kaçar damarlarından karanlık, Kaçar, bir daha dönemez, Sunar koynunda yatandan, Hem de mutlulukla sunar Beynimizin ışığında yeraltı.” Bu dizeler destan değil de nedir? Şairin kendi dünyasının destanı.. Sevgisiyle öfkesinin aynı yoğunlukta gizlemeye gerek duymadan dizelerde yerini aldığı bir destan.. Şairin fotoğrafları beni hep bir korkutmuştur, serttir.. Neden bu kadar sert bakmış?, diye aklımdan geçerdi. Yaşadığı toprakların sertliği şiirlerine, yüzüne yansımıştı, bu normaldi.. Tanıyınca anladım şairi.. Bu yüzden de bu kadar samimidir şiirleri, kendisini gizlemediği için.. Delikanlıdır, merttir şairimiz ki bunu gösterir dizlerinin arasında.. Mertliği başka birisine benzemez de tuhaflıkla karışır başkalarının gözünde.. “Filinta” koyar çocuğunun ismini mesela. Başka bir yerde duyan olmuş mudur bilmem. Kendisini gizlemediği dizlerinde yoksulluğumdan utanıyorum dediği yerlerde de çok ortadadır zaten.. (Hangimiz bilmeyiz bir mektup yollamak için hamallık yaptığını..) “Leylim Leylim” kitabında şairi saplantılı bulmuş, açıkçası abartılıyor diye düşünmüştüm. Bu ne sevgiydi böyle seni sevmeyen insana sevilmediğini bile bile.. Samimiyetini gölgelemiş gibi geldi bana onca ısrar. Ama bu şiir kitabı şairin dünyasını bana gösterdi.. Tabi bunda kitabın içerisinde verilen ek bilgilerin, diğer şairlerin onun hakkındaki düşünceleri, kitapta yer almayan sonradan eklenen gizli kalmış şiirlerinin etkileri de bir hayli fazla. Kitabı okumak istemem kızkardeşim sayesinde.. Teşekkür ederim sana kuzucum.. :)
Zehra Barut Karacabey
Zehra Barut Karacabey
Şair bende artık “Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..” dizesinden, Leylaʼya olan aşkından, kitabımızın sadece isminden ibaret olarak kalmayacak.. Şiirlerini okudukça toprak kokacak etrafım.. Kitaba ismini veren bu güzel şiiri Oktay Kaynarcaʼnın sesinden de dinlemeyi unutmayalım.. Bırakıyorum buraya.. Kitapla, şiirle kalalım.. ;) youtu.be/ge8W-0yclbA
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201740.3k okunma
··
318 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.