﷽ "Allah (ﷻ)'a şükürler olsun." ifadesinin hakikati, Allah Teâlâ (ﷻ)'nın emrettiği şekilde hayatını tanzim ederek, sana bir lütuf olarak ihsan edilen nimetlere, kendi cinslerinden şükretmektir.” (s 294) okuduğumuz kitabının şükrünü eda etme hissiyle. Kalem yayınevinden 395 sayfa olarak basılan kitabı Ahmet Yaşar Hocaefendi kaleme almıştır.1934 yılında Trabzon'un Of ilçesinin Ballica köyünde dünyaya gelmiş. Dört yaşında Kur'an-ı Kerim okumaya, altı yaşında Arapça ve dini ilimler tahsiline başlamıştır. 1960 yılında, Nakşibendi Meşayıhından, Gümüşhanevi dergahina mensup Trabzonlu Hac Abdurrahman (Beşikçi) Efendi ile tanışmış ve Tarikat-ı Nakşibendiye'ye intisab etmiştir. Trabzon Yavuz Selim Vakfı Kurucusu Ahmet Yaşar Hocaefendi, eşinden iki gün sonra, 80 yaşında hakka yürümüştür. Allah( ﷻ ) rahmet etsin. Ahmet Hocanın sohbetlerinden derlenerek hazırlanan kitap, sohbetlerinde vurgulamak istediği temel noktaların önemi sebebiyle kitapta yer yer tekrarlar mevcut. Bu sebeple kitabın bir anda bitirilmesi hem öğrendiklerimizin amele geçmesine ket vuracağı, tekrarların özümsenemeyeceğini düşündüğümden bölüm bülüm bir aya yayarak okunulmasını tavsiye ederim naçizane. Kitap boyunca Ahmet Hoca bize soru soruyor. Bu geçen zamanda durun ve kendinize çok geç olmadan vakit dolmadan şu soruları sorun diyor. başlarken sorduğu bir soruyu aşağıda alıntılıyorum. “Biz, bu dünyaya niçin geldiğimizi, bugüne kadar nasıl yaşadığımızı, Allah Teâlâ'nın bize hayat ve akıl nimetlerini niçin verdiğini, kâinatı bizim hizmetimize niçin tahsis ettiğini ve sonunda bizim için Islam nimetini de gönderip, onu bize din olarak neden seçtiğini öğrendik mi? Bunları öğrendikten sonra nankörlük yapmamızın, hesap günü nasıl bir karşılık göreceğini hiç düşündük mü?” Verilen bu zaman nimetini daha karlı bir biçimde değerlendirmek için kendimize doğru sorular sormalı cevabın sahihliğinden emin olmalıyız ki hesap günü pişmalık kuyusuna düşmeyelim. Gerçekten öyle değil mi? Ne için yaşıyorum? Ölümün hangi yerde hangi vakitte geleceğini bilmeden dünya için hesaplar yapmıyor muyuz? Sahiden kalbimizi öylesine başıboş bırakmışız ki namazlarımızda bile, kalbimizi bu düşüncelerin tasallutundan koruyabiliyor muyuz? En küçük hesaplar içinde boğulmuyor muyuz? Gerçekten ne kadar aciziz. حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ demek varken neden kalbimizi hüzün bulutlarıyla kapatıyoruz. Daha da önemlisi fani bu hayatta sadece kabrimize götürebileceğimiz şeylere neden ehemmiyet verirken baki alem için titremiyoruz. يَا بَاقِى أَنْتَ الْبَاقِى… Sohbetlerden derlenmiş demiştik genel anlamda her sohbetin özünde tevhid ilmine vurgu yapan hocamızın kitabından tevhid ilminin ne olduğunu okuyalım. “Tevhid ilmi, Kur'an ve sünnetin rehberliğinde kâinatı seyrederek öğrenilen, bilgilerde ve şahid olunan hadiselerde saklı olan hikmetlerin tefekkür edilerek ruha sindirilmesi ile süreklilik kazanan, hayata aktarılmasıyla büyük mükâfatlar elde edilen bir ilimdir” Tevhid ilmi için ilk olarak ibadet yapacağımız yaratıcıyı, yani Allah'ı( ﷻ ) en güzel şekilde tanımamız gerektiğini daim vurgulamıştır. Ahmet hocanın deyimiyle öğrendiğimiz ilmi hayır için kullanabilmek ancak kalbimizde marifetullah nurunun parlamasıyla mümkündür. Ezcümle din nasihattir buyuran Peygamberimize kulak vermek isteyen herkes bu kitabı okuyarak nasipdar olabilir. Ahmet hocadan tavsiyeler #209401841 #209289888 #209292710 “Evvela Rabbini, sonra nefsini ardından da diğer mahlukatı düşünebilen mü'minlere ne mutlu.” Ahmet hoca ahirette yaptığımız hayırlara şehadet edecek olanlara ihtiyacımız vardır buyuruyor. Yazdığımız bu metnin bize hayırlı yönde şahitlik etme duasıyla. İyi niyetler / İhlaslı ameller 19/06/2023 12:25 Konya