"Balonla Beş Hafta" 1863 yılında hem serinin hemde yazarın ilk kitapı olarak raflarda yerini almıştır. Gerçek bir gezi günlüğü gibi kaleme alınan eser bilinmeyene yolculuğun yanı sıra cesaret, dostluk ve bilim gibi konuları muzip bir mizahla ele almıştır. 14 Ocak 1862 tarihinde Londra Kraliyet Coğrafya Derneğin'de düzenlenen bir oturum sırasında saygın bir gezgin olan Dr. Fergusson kimsenin cesaret edemediği bir girişimde bulunacağını açıklar. Bu girişim uzun yıllar boyunca farklı kişiler tarafından gerçekleştirilen ve sadece belirli yerleri kapsayan Afrika kıtasının keşfini, baştan sona bir balon seyahati ile beş hafta gibi bir süre zarfında gerçekleştirmeyi hedefler. Böylelikle hem Kuzey için büyük bir gizem olan Afrika'nın haritasını elde edecek, hemde balonla bir seyahatın mümkün olacağının ispatlayacaktır. Tabii her seyahat gibi bunun içinde oldukça büyük ve kapsamlı bir hazırlık gerektir. Arkadaşının bu "delice" girişimden haberdar olan Bay Kennedy tüm bu hazırlıklar boyuncası Dr. Fergusson'u vazgeçirmeye çalışır. Zira Afrika tehlikeli, bir balona seyahat ise ondan da tehlikelidir. Ama olanlar olur ve Bay Kennedy kendini bir anda Dr. Fergusson ve onun uşağı Joe ile birlikte bir balonun içinde Afrikanın tam üstünde bulur. Geri dönmek için artık çok geçtir, macera başlamış ve olaylar bir birini izler. Toplamda beş hafta süren bu macerada kimi zaman issiz ve susuz çölde yoksunluğu, kimi zaman yamyamlar ve vahşi hayvanlar arasında tehlikeyi, kimi zamansa fedakarlık ve dostluğu görüyorsunuz. Tabi aynı zamanda misyonerlik ve yayılmacılık faaliyetlerinin sonuçlarına da şahit oluyorsunuz Yazarın ilk eseri olmasına rağmen beğenildiği için daha sonra bu tür kitapları yazmaya devam etmiş. İlk kitap için kurgusu ve anlatımıyla gayet başarılıydı. Yazıldığı dönem teknik açıdan önemli gelişmelerin yaşandığı yıllar olduğu için teknik bilgi kısmı da epey yer kaplıyor. Kurgunun epey abartıldığı yerler de olmasına rağmen güzel bir macera romani olmuş. Hatta kendinizi kurgunun içinde hissedebilirsiniz. Afrika'yı keşfetme isteklerinin nedenini de, verimliliği azalan Avrupa'nın gelecekteki verimli toprakları mealinde açıklamış yazar. Zaten o dönem özellikle kıyı Afrika ülkeleri sömürge olmaya başlamıştı bile. Haliyle bu düşünceyi yansıtması şaşırtmadı. Ancak bu düşüncenin ya da eylemlerin, Afrika'nın medenileştirilmesi adı altında romantize edilmesi irite duruyor. Evet bölge ve kabilelerle ilgili anlatılanların doğruluk payı vardır.