Gönderi

Algoritma küreselleşmenin zihnidir; mühendisler (kastım bizimkiler değil, bizimkiler takiple malûl kumda oyunuyor sadece; kastım mühendisliği doğrudan dünyayı kontrol etmek için öğrenen ve öğreten, ideolojik mühendislik anlayışında alanı yöneten MIT benzeri okullar) artık makine, köprü ve bina yapmıyor, dalalete varan derin cehaletlerinde ne yaptıklarının farkında olmaksızın doğrudan insan zihnini yapmaya (nasıl olması gerektiğine karar verme anlamında) kilitlenmiş durumdalar.. bilim artık tümüyle teknolojiye irca olmuş bir insan mühendisliğidir ve bu haliyle de zorunlu biçimde finansını sağlayan kapitalizmin de dünya hegemonyası için en hayati ideolojik aygıtı konumundadır.. daha özel bir bağlamda ise düşünen bir makine yapmanın özne icadı olacağı için imkânsız olduğunu bir türlü kabullenemeyen anglo-amerikan ampirik/pragmatik zihin yapısı, bunun üzerine, doğrudan özneyi silerek düşünen bir makine (yapay zekâ) yapmak üzere harekete geçmeye başladığından beri kategorik bir eşiğe gelindi.. insana özgü yapma tarzında yaptığı (yapıt, ürün) kendisine benzemez; bu, bütünüyle sonuçtan hareket eden tipik 'a posteriori' körülüğün bir düşünme alışkanlığıdır; yapma faaliyetine ürün değil, fiil esasında bakıldığında bunun bir 'failiyet' (yapanın olduğu fiiliyat) olduğu görülür; insan yaptığına benzer.. ve bu da ne düşündüğüne dikkat et demektir; çünkü düşüncen neyse somutlaştırdığında kendini meydana getirdiğin şey de odur.. dolayısıyla da yapay zekâ, bizim "son kullanıcı" olarak "tüketici" oluşumuzu saklayan ismiyle yaptığımız ve kullandığımız değil, olduğumuz ve kullanıldığımız bir hegemonik zihnin doğal zekâsıdır.. peki, bunu bir de kör gözüm parmağına "singularity" adıyla mutlaklaştırmaya kalkmak nasıl bir gözü dönmenin eseridir?. kısacası insanlık hızla distopik bir geleceğin içine yerleşiyor; bizim adımıza atılan ve kabullendiğimiz adımların sonuçlarıyla hep birlikte yüzleşmek zorundayız.. | Oğuz Haşlakoğlu
··
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.