Gönderi

340 syf.
·
Not rated
Nazım Hikmet. Kendisi hakkında ne güzel bir şarkı sözü var: "Nazım Hikmet memleket, memleket Nazım Hikmet" diye. Büyük solcu, sosyalist hatta komünist. Memlekette rahat yüzü göremeyeceğini anlayınca eşi ve çocuğunu da bırakıp Rusya'ya kaçan büyük şair, üstat. Hakkında ne de övgü dolu duygularımız var. Yazdığı şiirlerle mest olur insan. Seven sevdiğine armağan eder. Neruda'nın Postacısının, Neruda'ya şiirleri için söylediği gibidir Nazım şiirleri bizler için. "Ona ihtiyacı olanındır şiir." Devrim, devrimci ruhuyla kullanırız alanlarda mısralarını haykırarak. Aşklarımıza armağan ederiz duygulanarak. Nazım Hikmet. Memlekettir Nazım Hikmet. Öyle midir gerçekten? Bir yazar, düşünür, kim olduğunu hatırlayamadığım bir kişi anlatmıştı yazarların ve şairlerin biyografilerini okuyun diye. Biyografi okuyun diye hatta. Kimlere sevdalandığımızı, hayranlık ve saygı beslediğimizi bilmemiz açısından. Zweig'in bu konuda gelmiş geçmiş en iyi biyografi yazarı olduğunu düşünüyorum. Onun da Proust için yazdıkları var mesela. Şöhret açlığı çeken ve bu yüzden meşhur eserini yazandır diye. Biyografiler çok şey anlatır okuruna. Nedim Gürsel'in, kitaba başlarken, Nazım ve tarihi şahsiyetler dışındaki "KİŞİLER"in hayal ürünü olduğunu belirttiği Şeytan, Melek ve Komünist'te, hayat hikayelerimizinn gerçek olduğunu çıkarabiliriz. Zaten bir röportajında da yazdıklarının gerçekler olduğunu anlatmıştır. Kitabının bir biyografi olarak değil, bir roman olarak okunmasını isterken, anlattıkları karşısında alacağı tepkileri de önceden bilmektedir. Haklı tabii Nedim Gürsel. Sen tut Nazım Hikmet için bunca hayret verici şeyler yaz sonra da tepki gelmesin. Mümkün değil. Kitapta Nazım Hikmet'in; Türkiye, Rusya, Bulgaristan, Almanya gibi ülkelerde komünizm adına gerçekleştirdiği ya da gerçekleştirdiğini iddia ettiği şeyler anlatılırken, bunun yanında dört evlilik, terk etmeler, geride bırakılan çocuklar, kadınlara olan zaafı ve arzuları söz konusu ediliyor. Kadın ve kadına arzu için belki bir doğallıkktan bahsedilebilinir ama söz konusu kişilerin komünist olması buna engeldir. Bu yüzden bu davranışları kabul edilebilir şeyler değildir. Hele ki yoldaşlarına karşı yaklaşımı... Nazım hakkında bize bu kitapta hayretler uyandırıcı bilgileri veren kişi Ali Albayrak adku karakterdir. Spartakist bir ajan olarak komünist yönetime, Nazım'ın hareketlerini gözlemleyip rapor eden kişidir Ali Albayrak ve Melek kod adını kullanıp, Şeytan adıyla Nazım hakkındaki bilgileri imzalamıştır. Komünist ise zaten bu kişinin yaşam biçimidir. Yani Şeytan da Melek de Komünist de aynı kişidir. Görevi Nazım'ı incelemektir. Onun hakkında elde ettiklerini, yıllar sonra, komünist rejim ortadan kalkınca, bir biyografi yazarına teslim edince ortaya çıkar. Kitaptaki yazar, kendi yaşamıyla başlar bu romana. Nazım'ın bilgilerini içeren raporlarla devam eder ve Ali Albayrak, Şeytan, Melek ve Komünist'i anlatarak son verir kitaba. Gülhane parkında, Nazım'ı bir ceviz ağacında polislerden kaçarken düşünmek bildiğimiz şeydir. Peki ya saklandığı diğer yerler? Nazım'ın partiyi nadıl kullandığı, egosuna nasıl hizmet ettirdiği ile ilgilenmiyorsanız bile, geride bıraktığı kadınlar hakkındaki davranışlarına bakıp, Nazım için bir yorum yapabilirsiniz en azından. Önyargılarınızı kırıp başlamanız gerek bu kitabı okumak için. Kitabın sonund; yazar, anlatıcı, karakterler ve Nazım için küçük bir araştırma ile kitapta geçenlerin gerçeklik payını öğrenebilirsiniz. Hatta belki bu vesile ile birçok görkemli(!) kalem tutan kişilerimizin yaşam hikayelerindeki kötü izleri görebilirsiniz.
Şeytan, Melek ve Komünist
Şeytan, Melek ve KomünistNedim Gürsel · Doğan Kitap · 2011128 okunma
·
274 views
Çok Yıllık Kelebek okurunun profil resmi
Her şeyi çok fazla kutsallastiriyoruz. Kutsal olan dokunulmaz oluyor sonra. Bir kadın olarak kitabı okursam gözümdeki mavi gözlü dev imajı yerle bir olacak belli ki. İnsan öyle kalsın istiyor.
H. Ferventis okurunun profil resmi
O devin yıkılacağı inancındayım. Öyle kalmaması daha doğrudur. Bilmek, öğrenmek, yıkmak gerek.
2 next answer
Çok Yıllık Kelebek okurunun profil resmi
Bence değildir. İnsana bağlı düşünmek genel yargılardan uzaklaşmaktir. İnsandan doğruya ulaşılmaz, fikirden ulaşılır. Nazımın savunduğu veya savunur göründüğü fikir önemli. Nazimin kendisi o fikrin tarihi açısından kumsalda kum ve oldukça önemsiz. Dolayısıyla bir yerde bir şiiri şairine dair bir şeyler bilmeden okumak ve kendi cikarimimizi ya da duygusal dünyamızı kurmak daha önemli gibi.
H. Ferventis okurunun profil resmi
Hal böyle iken kişinin ne kadar kötü olduğu, kötü niyetli olduğunuz hiç önemi yok. Savunur göründüğü fikrin genelgeçer doğruluğu ve iyi olması, fikri savunan, savunur görünenin diğer eylemlerini görmezden gelememiz için yeter sebep.
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.