Gönderi

HUİTİÈME
Her gün yeni bir dünya, Karışık zarın kaderine. Bir senaryo var ortada, Ve bunu unutanlar. Bir yerlerde güzel şeylerde yazıyor, Okumuyor orayı gözler. Gönlün ardında kalmış, Şimdi o nice nice kaderler. Bir selâm makbuz kalpte, Bir özlem geçer durduk yere. Aklın unutmuş olduğu zamanda, Kalp saklıyor aslında. Bir yerden çıkıyor amansız, İnsan bundan habersiz, Şiirlerin parmaklıkları ardında, Saatleri bekliyor sanki ufak bir yazgı. Büyüklerde var geçmiş, Küçüklerde gizli gelecek. Birkaç otomobil ile gidilecek, Kaygının ötesinde bir huzur. Noktaya, virgüle muhtaç, Bugünden yarını bilmeyen yalnızlığım. Ben yürüyeceksem ancak, Kelimeleri bırakamadan. Ve "şimdi, şimdi" diye gidiyor cümleler, Belki olacağı kaybediyorum ben. Ruhumda yeşermeye başlamış sözler, Yankıyla aşk yaşıyor, Bana ulaşmıyor haber. Kelimeler aslında bir ümidin yansımasıdı, O yansımadan gelip geçti insanlar. Şiirler susmayacaktı ya, Susmaya da cesareti yoktu sanki. Evet bu kalbimde ki sessizlik, Beni dünyaya yabancı etti sanki. Hece hece her şey, Bulutlara bakmıştım giderken, Herkes dönerken, Bana daha erkendi her şey. Evet böyle canım bilmiyorum, Garip insanları pencere ardına, Görmediğim akıllara sarıyorum. Sezgilerim yapayalnız bana bakma, Sen o kocaman yalanlarda koşarak git. Ben arkandan gelmeyeceğim, Bana bu mutluluk yeter. Kocaman kalabalıkta bir hiç olan insan, Benden senden değilim. Ben yarından habersizim, Bugün aranıyorum. Ama sen aranırken kocaman kaybettin, Bana bakma öyle. Bana bakma öyle, Sen bir emanetçisin, Yoluna devam et. Ben bomboş bir kağıt parçasıyken, Kaderime müdahele etme. Bana bakma öyle, Ben senin geçmişinde değilim, Geleceğine gelemem öyle. Sen bir kaygısın, Ben kocaman bir mutluluk. Ve evet gülüyorum, Ağlamakta hakkım, Ama yalandan değil. Yalandan değil insan olmalarım, Her gün aynı kalma çabalarım. Her gün farklı saat, Sokaklarda türlü türlü. Ben gülüyorum, Ve sus gökyüzü. Caddeler kalabalık ama mahalleler sakin, Apartmanlar derin, Halk otobüsleri yorgun. Ne ile karşılaşacağımı bilmeden, Garibe dünyaya sırnaşık, Çarpıp durunca umutlara, Öyle gidip geliyorum. Bana öyle bakma, Ben ayna tutmam sana. Fikrinin bir yansıması değilim sonuçta, Yanılgıların olacaksa benle yaşama. Veyahut bambaşka kişiyle, Ben o kısır döngüye gelemem. Sen yoruyorsun bu gittiğin yolları, Kendine dert etmişsin abim. Veyahut her kimsen karşıma çıkmaktan, Çıkmaktan hallice yarın. Yarında aslında bugündü, Sen bugünü kaçırdın. Üst sokakta bir mucize gördüm, Belki biraz az. Az yukarısında ruhunda çelişen bir insan gördüm, Zaten ruhuyla konuştum, Ve kalkıp gittim. Kimse beni hatırlamadan sadece, Bir beklenmeyen gibi geldim geçtim. Bu darılmaca değil, Aksine akışına giden bir su damlasıydı. Düşüncelerim beni sarasarmıştı, Bıraktım bir çöplüğe, Ve hayalle, rüyayla geldim geçtim gecelerinden beni bekleyen. Beni bekleyen tanımadığım, Görmedim bir yerlerde, Yada beni gördü vazgeçti. Bu vazgeçişler neden böyleydi? İnsanlar insanları kukla görüyor, Aklında ki kocaman bir kurmaca gibi. Yalanlarına çok inanmışlar, Ve ben kaçıp sığınıyorum yanlızlığıma. Bu çalan minibüs kornası, Hangi senaryoların yalanı? Çok çaresizler sanki... Herkes bana bir şey diyecek gibi, Kafasından çıkarsalar düşüncelerini. Dert dökme seansı sanki bu, Üzerim bak stres kokar. Ben kaldıramam insanları, İyisini bulursam, Seçer koyarım bir yanıma. Şiirlerin aziz canına, İnsanlar yalandır, Uğraşması yorar sanki... Akşam yol üzerinde, Sokaklarda keyfe keder heyecanlı. Herkes bir şey beklemişte vazgeçmiş, Endişesi başında dumanlı, Sıkıntıya gelmiş sanki. Bak bana İstanbul, Ne yaşadığını bilmeden, Ne yaşattığını düşünmeden, İçinde sıkıştığın nedir böyle? Gerilimin paçalarıma sıçradı, Mutluluğun ne zaman gelir bilinmez. Kafanda bir şey olduğunda martılara bak, Onlara konuş "deli" desinler. Yırtarsın kabuklarını, Dağıtırsın akşamlarını, Sabahlarına biraz iyi davran. Kimse çekmeyecek ki senin gelip geçen, Saçma sapan lafzalarını. Ben katlanamıyorum, Sokak sokak değiştiriyorum yalnızlığımı. Önyargılar duman duman, Alıştım ya öyle geçip gidiyorum. Kimi sözlerde perişan, Ben yakamıyorum. Bugün kim türlü türlü haldeyse, Ben gülüp geçeceğim. Belki bu yaşama çabasıdır, İnsan olmaya çalışmakta. Otobüse binmiş insanlar, Belki azlar belki de çoklar. Her birinin yüzünde ayrı bir göz, Keşfedilmemiş arzuların ötesinde, Kime zarar olacaklar? Kötü düşünmemek gerek aslında, Kime hediye olacaklar kıyasıya? Yüzler yüzlerin eskisi, Sözler sözlerin yenisi. Ama laf o kadar küflenmiş ki, Söylenesi olmamış. Herkesin hayallerine benimki de karıştı, Uykum karıştı, sözüm boşaldı. İçinde türlü memleketler, Bilinçaltım da bir yerde, Nefesim kesilmiş, Yaşayacağım diye. Ama kaç zaman geçtim ben bu gençliğimden, Yetişir miyim bir dahakine... Her gün farklı bir zaman dilimi, Sıkıntısına şahit olmadığım insanlar. Dedikoduya alışmış sakıncalı, Sakıncalı düşmanlıkları aklımı da oyalıyor. Desenli desenli merak duyguları, Kirlenmiş hissediyorum hep insanların içinde. Az ötede bir metro, Niyeyse değişiyorlar. Gidip geleceğim yerde, Neyle karşılacağımı bilmeden. Bir yurt güllük gülistanlık, Bir yurt savaştan çıkmış sanki. Göz onlara bakınca, Günahtan kaçacakmış. Nasıl bezginlikten yorulmuş insanlar, Bilemem ama beni ilgilendirmez. Bir de karşımda duygularında sıkışanlar, Seslerine yansıtmasalar, Aklım rahat kalacak. Hep kaçacak yer bulamıyorum bu şehirde, Başka yollar arasam, Zamana karışsam. Daha ne isterim Allah'tan, Bilmem aklıma gelmez şimdi. Gece olmuş gereksizliğe çekilmiş gölge, Rüzgârla savrulmuş dünden iz bırakarak. İnsanlar plansız mı yaşıyor bu kısacık ömrü, Yada kendi çevçesinde mi bakıyor böyle? Her gün saçma, Her gün hurafe, Bu şehirden kaçmalı mıyız acaba? Kötü çalışır bir araç misali, Eskimeyen filmlerde saklı. Günah basitleşmiş, Etraf leş gibi ruhlarla. Umut sarılıdır iki bacağıma, Yakamoz olsa yeter. Bir haber bekler aslında, Gözlerim, kalbim, bedenim. Ben sizlerden olmayacağım, Gerekirse bir durak daha kaçırırım hayatı. Zaman değil mi böyle yavaş akan? Bana mı ruh sanki, Söyle bana heyecan, Kıpırdayan hayatta. Ey sen misin müneccim gibi, Yalanın üzerine kurulu.. AYKUT BARIŞ ÇELİK
·
124 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.