GREGORY PETROV İDEAL ÖĞRETMEN KİTAP ÖZETİ
Bir boyutuyla bir eğitim kitabı, bir boyutuyla Rusya’nın belli bir dönemine ışık tuttuğu için bir
dönem kitabı, belli bir idealist eğitim felsefesini açı ğa vuran boyutuyla da bir idealizm kitabı.
Olan bu kitap başlarken insanı düşündüren basit görünen ama çok geniş bir olay ağına sahiptir.
Olayları incelemektedir. Beyaz Zambaklar ülkesinin yazarı Gregory Petrov’un 20. Yüzyılın
arefesindeki bir Rusya’da toplumun üst kesimleri ile alt kesimleri arasında nasıl bir mesafenin
mevcut olduğu bu kitapta gayet net ortaya koyuyor. Eğitim ve ahlâk açısından geniş halk
yığınlarına kayda değer bir şey verememiş ve hatta bunu yapmanın doğru bir şey olmayacağını
düşünen Rus bürokrat ve aydın kesimi, halkı cebrî yollarla kontrol altında tutmanın en doğru
yol olduğunu sanıyor. Halk ise bu kılavuzsuz ortamda kendisini bir derece vahşi bir hayata ve
içkinin yavaş yavaş öldüren uyuşturucu kollarına teslim etmiş, amaçsız bir hayat sürüyordu.
Halkın gene sıkıntılarını ele alan kitap her bir bölümde kahraman farklı kişiler ile muhatap
olmaktadır. Bu muhatap olduğu kişiler ona göre bir milletin ilerlemesine engel olan
sıkıntılardır.
Hikayemiz idealist bir üniversite profesörünün küçük bir köy okulunda öğretmenlik yayapmak
istemesi ve çevresindeki akademisyenlerin kendisini eleştirmesi ve hatta delilik ile itham
etmesi ile devam eder ama profesör farklı düşünür çünkü ona göre: toprağın altından petrol
çıkarmak isteyenler, yeryüzünü delerler. Bazen de bu işi yaparken çok derinlere kadar inerler.
Bu amaç uğrunda çok paralar, çok emekler harcarlar… sözünde ki gibi karanlıkta kalmış ve
eşit fırsatları yakalayamamış bu öğrencilere eşit bir fırsat sunmak istemiş, karanlıkta kalan bu
yüzden zahmetli ve zor durumu kabul etmiştir. Ezberci sistemle savaşmak için burada kaybolan
yetenekleri keşfetmek fakirliğe muhtaç edilen halkın kaderini değiştirmek ezberlenen boş
övgüleri değiştirmek israf olan milli imkanları ve vatandaşları tekrardan vatana kazandırmak
için bir madencinin yerin altında ki o değerleri ortaya çıkarmak için yola çıkacaktır. Toplumda
iyi şeyler yapmak isteyen idealist insanların önüne çıkan engeller gibi arkadaşları da kendine
engel olmaya çalışıp, kendisi için böylesinin daha iyi olacağını söyleyip engellemek istediler
tıpkı günümüzde her iyi şeyler yapmak isteyene engel olan toplum gibi. Raçinski kimsenin
yardımı olmadan köyüne yerleşir ama Deliyanof ile aslında halkı küçük gören Rus bürokrasisi
ile karşılaşır sürekli üstten bu ağalar halkın emeğini hiçe sayıp onları hor gören bunlar sürekli
olduğu gibi onu moral bozucu sözler ile moralini bozmuştur. Raçinski halkın kendisine nasıl
hizmet ettiğini ama nasıl ihmal edildiğini ve viran bir halde olduğunu ayrıca milleti millet sıfırdan yetiştirmek ve özelde köylülerin genelde ise bir halkın eğitimine yeniden başlamak
istedi. Çünkü mücadele ettiği halk değil cehalet olduğunu biliyordu. Ondan sonra bir milletin
aklının ve ahlakının elinden alınması tabiri caizse kötülüklerin anası demek olan alkol ve
zararlarından kimse bahsetmemesi ve yazarın deyimiyle Şişedeki şeytana itaat etmekten kimse
geri durmuyor hatta bu hastalığın dermanını aramak, bu beladan kurtulmak bir yana dursun her
gün bu bataklığa daha çok saplanıyorlardı ve bu ahlâkî ve toplumsal çöküş gittikçe artıyordu.
İşte buna engel olmanın tek yolu eğitimdi ona göre eğitim öğretim faaliyetlerinin nasıl oluyorda
insan üzerinde inanılmaz derecede etkili olduğunu eğitim ile değerlerin nasıl gün yüzüne
çıktığını bize göstermek ve başarıların meyvesi olan yetişmiş elemanların ortaya çıktığını
görünce insanın bu çektiği sıkıntılara nasıl da unuttuğunu ve bu ekmeklere değdiğini ortaya
koyuyordu. Bunu da yetişen öğrencilerin başarılarını ortaya koymakla göz önüne sunuyordu.
Ayrıca bir nevi ona engel olanlara bu öğrenciler birer cevap olmuştu.
En son ise din adamı Vasilef ile manevi anlamda ki çöküşe dikkat çekmiş, dini ve manevi
duyguların olmadığı bir toplumun asla gerçek anlamda ilerleyemeyecğini bizlere söylemiştir.
Dinin ihmal edildiği toplumların nasıl sallanan ahşap bir bina gibi olduğunu bizlere söylemiş,
Aslında dinin bir sömürü aracı değil tam tersine doğru kullanıldığında dinin ve Vasilef özelinde
din adamlarının nasıl yağmaya ve talana engel olacak tek şey olduğunu, nasıl bu Rus
bürokrasisinin önünde üst merci olmadığını ve bunu engelleyebilecek tek şeyin din
olduğunuHer fırsatı değerlendirerek toplumun ihtiyaçlarından, dertlerinden ve korkunç
bilgisizliklerinden yakınırlardı. Halkın daha rahat çalışabilmesi için, onlara hürriyet verilmesi
ve işçilerin dayanılması mümkün olmayan çalışma ve yaşama şartlarının mutlaka düzeltilmesi
gerektiğinden bahsederdi: Vasilef’in halka ve üst düzey bürokratlara yaptığı vaazlar aracılığıyla
yazar bize bildirmektedir. Daha sonra Vasilef’in her ne kadar vaaz verirse versin burjuva ve
yönetimin üsttenci bakışı ve kulak ardı ettikleri bu nasihatlerin aslında ne kadar önemli
olduğunu, ayrıca ilim ehlini dinlememenin nasıl facialara sebep olduğunu gözler önüne
sermiştir. Son bölümde Bolşevik ihtilaline değinen yazar burada halkın sabrının taştığında nasıl
bir hal aldığını göstermiştir. En sonunda ise her devirimin sadece çarı devirmek olduğunu değil
ayrıca kontrolsüz ve sorgusuz gücün nasıl kendi milli değerlerini de yok ettiğini Meşhur
bakteriyolog Zabolotni’nin öldürülmesi ile gözler önüne sermektedir.
yapanın onlar olduğunu ama hiç bir nimetten faydalanamadığını hatırlatmıştır. Daha sonra
köyüne vardığında karşısına kendisi için mücadele edeceği köylüleri karşısında bulmuştur.
Tıpkı bu gün olduğu gibi kimsenin faydası olmadan kendilerine selam bile vermediği
insanların kendisine olan tepkisine aldırış dahi etmedi ve öğrencilere ders vermeye başladı.
Aslında yeniden başlamanın hikayesiydi Riçinski’nin hikayesi o okulu baştan açıp öğrencileri