Gönderi
·
Not rated
#OkudumBitti
#KitapYorumum
#AnneFrankınHatiraDefteri 359 sy
Aynı tanrının çocuklarıysak
Aynı göğün altında,
Aynı toprağın üstünde yaşıyorsak
Ve aynı havayı soluyorsak
Niye aynı insanlığı yaşamıyoruz
“Öldükten sonra da yaşamak istiyorum”
Bir gün ben de iz bırakacak büyük yazılar yazabilecek miyim?
Kağıt insandan sabırlıdır çünkü .
Anne Frank
--------------------------------------
➜Merhaba arkadaşlarım sizlere ortak okuma kapmasında ANNE FRANK'in HATIRA DEFTERİ kitabının tanıtımı ile geldim
-----------------------------------------
''Anne Frank'in Hatıra Defteri'' Otobiyografi türünde bir kitap olmasının yanı sıra acı, hüzün, sevgi, umut, umutsuzluk ,korku gibi bir çok duyguyu birbiri ile harmanlayıp bünyesinde barındıran gerçek yaşanmışlıklar ile dolu çok özel bir eser.
Yahudi Soykırımının simgesi haline gelen, 13 yaşındaki Anne'nin hayallerini, düşlerini, düşüncelerini, ideallerini, hedeflerini, heyecanlarını, ilk aşkını, kırgınlık ve kırıklıklarını , bir çocuğun dünyaya ve yaşama bakışını vurucu ve bir kadar da duygu yüklü bir şekilde anlatımının yanı sıra , kendileriyle aynı durumda olan başka Yahudilerle birlikte, ufak bir gizli oda da özgürlükten yoksun bir halde yaşamanın zorluluğunu, 1942 ve 1944 yılları arasında yaşananları tam da bu kitapta okuyoruz .. Kityy adını verdiği ''Anne Frank'ın Hatıra Defteri'' adı altında.
Ayrıca kitabın arasına ilave edilen gerçek karakterlerin resimleri, sizi tam anlamıyla can evinden vururken, duygularınız darma duman oluyor.
--------------------------------------------------
Ne üzücüdür ki insanlığın en büyük sorunlarından biridir ırkçılık ve savaş
Hiç düşündünüz mü bu duygu doğuştan mı gelmektedir
Yoksa çevresel faktörlerin etkisi ile sonradan mı öğrenilmektedir
Bu eser;
Cinsiyet ve yaş gözetmeksizin
tam anlamıyla ırkçılığın, nefretin, savaşın , işkencelerin ve toplu katliamların, psikolojik ve sosyolojik yanlarına ışık tutarak bununla birlikte doğurduğu sonuçlarını bir ders niteliğinde gözler önüne seriyor.
Nazilerle ilgili okuduğum bir kaç kitap arasından ,bunu daha bir sarsıcı bulduğumu söyleyebilirim.
Bunda, gizli bir bölümde tarihin gerçeklerini hatıra defteri adı altında, günlüğüne çarpıcı bir şekilde insanlık dersi veren ve bu denli masumane bir şekilde okumak etken oldu diyebilirim.
O dönemi ve hayatı yaşayanları, 15 yaşındaki bir çocuğun gözünden anlatılan ve kaleme alınan bu kitabı siz arkadaşlarıma da kesinlikle tavsiye ediyorum ..
-------------------------------------
KİTABIMIZIN KONUSUNA şöyle bir baktığımızda;
Yahudi olan Otto Frank, 1934 yılında eşi Edith, kızları Margot ve Anne ile birlikte yaşadıkları Almanya’da, Nazi zulmünden kaçarak Hollanda’ya sığınır.
Naziler 1940 da Hollanda’yı işgal edince, aile tam 25 ay boyunca, yakalanıp toplama kamplarına gönderilene kadar, çalışanlarının yardımı ile Arka Ev ismini verdikleri bir odada yaşamaya başlarlar herkesten gizli.
Henüz küçük bir çocukken ikinci Dünya Savaşı'nın acı gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalan Anne Frank 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1942 tarihleri arasında “Arka Ev” adını verdiği ve saklandıkları bu odada, günlük tutmaya başlamıştır.
Hollanda halkının Almanlardan gördüğü zulme şahitlik eden tüm belgelerin toplanıp yayınlanması gerektiğini ve de tutulan günlüklerin en önemli kanıt olduğunu söyleyen Bilim Bakanı Bolkestein'in radyo konuşması ise Anne'nin hayatın da dönüm noktası olmuştur.
Tuttuğu günlükler savaştan sonra çıkaracağı kitabı için sağlam bir temel olacaktı çünkü .
Bir çok şeyi sorup sorgulamaya başladığı dönemler de, giderek kedi kişiliğini de bulan Anne ne var ki henüz 15 yaşındayken Bergen Belsen kampında 1945 yılının Mart ayında hayatını kaybeder.
Ölümünden sonra yazdıklarını onun adına yayımlayan ise ailenin sağ kalan tek üyesi sevgili babası Otto Frank olmuştur.
Anne Frank'ın Hatıra Defteri o zamandan beri dünyada en çok okunan kitaplardan biri oldu.
--------------------------------------------
KİTAPTAN ALINTILAR
“Çocuklar kendi kendilerini yetiştirmelidir. Anneler, babalar çocuklarına öğüt verir, onlara doğru yolu gösterirler. Ama bir çocuğun karakterine damgasını basacak olan kimse ,ancak kendisidir.”
Neden her gün savaş için milyonlar harcanıyor da sağlığa, sanata ve yoksullara bir sent bile yok? Neden dünyanın başka yerlerinde bolluktan yiyecekler çürürken bazı insanlar açlık çekiyor?
Gerçeklerden korkmamaya devam edeceğim, çünkü gerçekler ne kadar ertelenirse, onları kabullenmek de o kadar güçleşiyor.
Sorunlarıyla dibe vurmuş olan gençler, yaşlılardan daha yalnızdır.
Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır, çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.''
Bize bu sıkıntıları yükleyen kim? Bizi öbür insanlardan böyle ayrı, bizi Yahudi kılan kim? Bu ana kadar bunca sıkıntı çekmemize göz yuman kim? Bizi böyle yaratan Tanrı, bizi kurtaracak olan da tanrı.
Mutlu olan başkalarını da mutlu kılar. Yürekli olan, inançlı olan karanlıklara yem olmaz.
·
209 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.