Gönderi

336 syf.
9/10 puan verdi
"Yeni doğmuş bir çocuktum; hangi gururu kırmış olabilirdim? Hangi bedensel ya da ruhsal kusur, annemin bana soğuk davranmasına neden oluyordu? Görevin çocuğu muydum, doğumu rastlantı olan çocuk mu, yoksa yaşamı bir serzeniş olan çocuk mu?" Çocukken sevilmek, güven, şefkat, yeterli ve değerli hissetmek gibi birtakım duygusal ihtiyaçlarınız ebeveynler tarafından yeterli ölçüde karşılandı mı? Şu anki davranışların kökenine inildiğinde bu sorunun cevabı oldukça mühim bir yer tutar. Çünkü kim olduğumuzu, etrafımızdaki insanlarla ilişkilerimizi hatta romantik ilişkilerde bile nasıl davrandığınızı belirleyen en önemli etkenlerden biri de bu sorunun cevabıdır. Sevgi duygusunun uygun bir şekilde karşılanmaması -az olabildiği gibi tam tersi çok da olabilir- ileride kişinin karakterini şekillendirecek ve yaşayacaklarına zemin oluşturacaktır. Epiktetos’un da dediği gibi ‘bir insanın anavatanı çocukluğudur’. Sanırım kitabı daha çok bu bağlamda değerlendirdim. Eserin ana karakteri Felix’i biraz daha derinden anlamak ve yazarla bağını çözümlemek için Balzac’ın yaşamına göz gezdirmek gerek. Kitabın otobiyografik özellikler taşıması ve karakterlerin psikolojik tahlillerini derinlemesine ele almasıyla, döneminin belirgin özelliklerini; toplumsal ve siyasal hayatının ustaca yansıtmasıyla gerçek toprağında yetişen bir roman olduğunu açıkça gösteriyor. Felix, çocukluğunda kendisinden esirgenen sevgi, şefkat ve değer açlığını çekmiş mutsuz bir çocukluk geçirmesi sebebiyle içine kapanık biridir. “Daha şimdiden her türlü sevgiden yoksun bırakılmıştım, hiçbir şeyi sevemezdim; oysa doğa, seven bir yürek vermişti bana.” Henriette de aynı duyguları yaşamış, mutsuz bir evliliği olsa da eşine ve çocuklarına kendini adamayı tercih etmiş bir karakterdir. “Sevginin ilk köklerini bağlamam gereken yürek, annemin yüreği, çabalamama karşın, bana kapandı.” Felix bir gün ailesi adına katılmak zorunda kaldığı baloda bunalmış, bir köşede dururken Henriette’i görür ve içinde kabaran duygularla onu omzundan öper. Olaylar bundan sonra gelişir. Bir yanda Felix’in o yaşa kadar annesinden göremediği anaç tavrı, merhameti hissederek ruhunu adadığı aşkına, diğer yanda Henriette'nin eşine, çocuklarına olan bağlılığı; duyguları ve aklı arasında yaşadığı o yürek yakan mücadeleye tanıklık ederiz. Ayrıca aşkın en saf ve temiz haliyle betimlenmesinin yanısıra yer yer fedakarlık, bencillik, öfke, bayağılık, sadakat ve tutkunun ağır basmasıyla duygudan duyguya sürükler okuyucusunu Balzac. Henriette’nin Felix için yazdığı her bir satırı aforizma niteliğindeki mektuplar, Fransız kadını ve İngiliz kadını üzerinden bireye, topluma yapılan karşılaştırmalar ve eleştiriler, Yoksun kaldığı duygu boşluğunu başkasında arayan ruhlar, Karşılığını bulamayan aşklar ve daha nice detayı ile adından fazlaca söz ettiren etkileyici bir eser. Balzac'ın kusursuz dediği bu hüzünlü aşk romanını daha önce yarım bırakmış ve oldukça huzursuz hissetmiştim. Ağır ağır ilerlesem de tamamlamaya gayret ettim. Tıpkı
Goriot Baba
Goriot Baba
eserinde de yaşadığım gibi kitabın içine girebilmek epey bir zamanımı aldı. Yer yer betimlemelerin içinde kaybolsam da bir meraktır sardı ve sonunda tamamlayabildim bu müthiş eseri. Herkese tavsiye edilir mi bilemem. Belki betimlemelerin yoğunluğu göz korkutabilir ama doğru zaman ve yeteri kadar ilgi verilirse ilerledikçe güzelleşen bir eser olduğu görülecektir. Son olarak; “Sevgiden yoksun olan kişi, hiçbir şeyi değiştirmez.” der, Jung. Katılmakla birlikte diyorum ki en etkili tedavi ve dünyayı döndüren şey sevgidir belki. Ancak sevmekle birlikte, anlamak ve umursamakla düzelebilir çoğu şey. Sevdiklerinizle ve kitaplarla kalın. Keyifli okumalar.
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Can Yayınları · 201843k okunma
·
1 plus 1
·
659 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.