Belki de hepimiz bir insan güzelliği hayalini taşıyoruz ve başkalarını
bu hale göre değerlendiriyoruz. Gerçekten, hayatta, hiçbir zaman
tahmin melekesinden vazgeçemeyiz. Daha fazla gelişmiş kimseler
buna seziş adını veriyorlar. İnsan şeklini değerlendirirken rol oynayan
ve bizde yer alan ölçüleri meydana çıkarma işi psikiyatra ve psikologa
düşmektedir. Burada, çoğu zaman az önemli hayat deneylerinde,
çocuklukta saptanmış değişmez hayallerin rol oynadığı sanılmaktadır.
Bu konu ile ilgili iki tez ortaya atmak istiyorum. Bu tezler çok karanlık
şekil ve anlam problemini bir dereceye kadar aydınlatabilecekler.
Doğasal organik bir yetersizlik veya vücut kusuru daha büyük bir
aşağılık duygusunu oluşturmak suretiyle ruhta kuvvetli bir tansiyon
meydana getirir. Bu yüzden dış dünya istekleri hiç de iyi karşılanmaz
ve özvarlıkla ilgili endişe, yerinde hazırlık yapılmadığı için, bencillik
yönünde açık bir şekilde fazlalaşır. Bundan da aşırı derecede ruhsal
hassasiyet, cesaret ve karar verme yetersizliği, sosyal olmayan bir şema
ortaya çıkar. Dış dünya görüşü uymaya karşı koyar ve başarısızlıklara
yol açar. Burada bir görüş ortaya çıkmaktadır: En büyük ihtiyatı
göstermek ve sürekli çekişmelerin doğruluklarına bakarak, şekle göre,
tabiatı ve anlamı hakkında sonuçlar elde etmek...