Gönderi

Taç yapraklara sardım seni Papatya sarısına Yorgun martılara sordum seni Dalıp ömür yarısına Ordasın biliyorum Ardında tuz gölünün Bilirsin beni aklım Bazı şeylere çok takılır Sıralasam birkaçını Takdir edersin kendini Aklından geçirip beni Senden hasıl cümleleri Mesela çöl her yerimde benim Seni anınca vadiye dalar Serap dağılınca çöle düşerim Düşün ki nedir o kum deryası Sanki fışkırır her yerimden Ağzımı açsam kum dökülecek Boğazıma takılmadan Hatırladın değil mi Martı vardır denizin Maviliğinde uçuveren O bile zihnimde Çölde kayıp biçare Sonra tuz elimde hep Bilirsin yaralarım var Açıktır ve kapanmaz Yetmez bana acısı Tuz koyarım üstüne Acısı çakılsın içime Dikenli tellerim ayrıca Başımda, ayağımda, etrafımda Beni bir cezada düşün Çöldeyim kanadım yok Dikenli tellerim sarılı bana Susuzum, tatsız ve suratsız Olmadığın her yer bana Meçhul diye deri pöçüklere sarılı Dikenli tellleri çıplak aşıp Tuz dağına ilendiğim Hayalimde ay halesi Başımdaki sensin yine Yedinci mevsimim, Uzun hikayem, Eşkiya çalımım, Çöl martım, Taşralı terennüme Açık bıraktım Bağdat kapımı, Burçlarından tuz gölleri Beslendi kaç gecedir Ribâtın Dua dua üstüne, Kapanmasın üstüme, Kapıları o hanların, Senin için hepsi, Çokçadır kapılar, Başıma açılır sonuncusu, Beni savurma çöllere, Mataramda tuzlu su varken, İçtim, kanmadım kendi tadıma, Tuz koydum tuz matarama, Beni savurdu Çöl rüzgarları Beni tuz çölünde bırakma.
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.