Gönderi

140 syf.
10/10 puan verdi
Bütün hayatınız olanca hızıyla, yoğunluğuyla, gelecek planlarınızla, tatil planlarınızla, çocuklarınız için yatırım planlarıyla, işinizi büyütme ve daha geniş kitlelere ulaşabilme hayalleriyle, gizli veya açık günahlarınızla, ihmal ettiğiniz tüm ihmallerle, sanki hiç sonu gelmeyecekmiş gibi devam ederken, işte tam böyle bir anda, hiç beklemediğiniz bir zamanda size Allah etmesin ölümcül bir hastalığınız olduğu ve kısa bir ömrünüzün kaldığı haber verilseydi ne yapardınız. Acaba her şeye kaldığınız yerden devam edebilir miydiniz, tadı kalır mıydı damağınızın, sofranızın, boğazınızdan rahat geçer miydi önceden iştahla yedikleriniz, hayalleriniz dünyanızı süsler miydi halen, işinizin büyümesi anlamlı kalır mıydı, ya da oturup kara kara düşünür müydünüz, ‘neden kimse değil de ben’ diye. Ama maalesef işte, o sizsiniz artık, değiştirmek imkansız. Peki hazır mıydınız ölmeye, borçlarınızı bitirdiniz mi, yatırım yapabildiniz mi, çocuklarınızı emanet edeceğiniz kişiler belli mi, kırdığınız kalpleri onardınız mı, herkes hakkını helal etti mi size, ha bir de ahiret hayatı var, sorgu sual var diyorlar sahi hazırlığınız tam mı, bütün bunlar kafanızı kurcalar durur günlerce, uykunuz uyku olmaktan çıkar, her şey anlamını yitirmiştir artık. Bir tek anlamlı gibi görünen, öldükten sonraki sorgu sual kısmı gibi gelecek size sonradan. Bu korkuyla dine mi sarılırsınız aniden, öyle ya henüz vakit varken belki şansınız olacak, Allah durumunuzu affedecek belki de. Ya da kendinizi içkiye ve benzerlerine teslim eder ölümünüzü hızlandırmaya, hatta aklınıza getirmemeye mi çalışırdınız. Halbuki belli değil miydi zaten bu hayatın birgün son bulacağı, etrafınızda hiç duymadınız mı aniden her şeyi yüzüstü bırakıp ölenleri, ya da yüz yaşını geçse de ölenleri, aslında ölüm tarihimiz az çok belli değil mi?Durup düşünmeye değer mi acaba?
Alnımdaki Işık
Alnımdaki IşıkMehmed Alagaş · İnsan Dergisi Yayınları · 2004593 okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.