Gönderi

"Dionysos tanrının alayı ile zengin Phyrga Dağları'nda gezinen Silenos esrikliğin etkisiyle yolunu şaşırır ve bir köşede uyukalır. Üst tarafı insan, alt tarafı ise bir teke görünümündeki bu tuhaf yaratığı bulan köylüler ne olur ne olmaz diyerek zavallı Silenos'u zincire vurarak kralları Midas'ın huzuruna getirirler. Kutsal bilgilerden haberli olan Midas Silenos'u hemen tanır ve zincirlerinden kurtarır ve ona gereken saygıyı göstererek Dionysos tanrının yanına varana kadar ona eşlik eder. Bu saygılı davranış Tanrı'nın çok hoşuna gider ve Midas'ın en arzuladığı şeyi ona vermek istediğini söyler. Midas çok zengin bir ülkenin kralıdır ama daha çok zenginliğe sahip olmak arzusu ile yanıp tutuşmaktadır. Sonsuz zenginliğe kavuşmak için dokunduğu her şeyin altın olmasını diler. Dionysos tanrı da altına değil şarabın gücüne dayandığı için, Midas'ın bu dileğini kabul eder. Artık her dokunduğu nesnenin altına dönüşeceği düşüncesi ile zenginliğin hayaline kapılan Midas sevinçle sarayına döner ve yeteneğini sınamaya başlar. Elinin değdiği bir çiçek sapsarı parıldamaya, eline aldığı hançeri ışıl ışıl yanmaya başlar. Kendini kaybeden Midas çevresindeki her şeye dokunarak altına kesmelerini keyifle izler. Bir süre sonra karnı acıkınca bir parça ekmeğe elini uzatır ama o da külçe altına dönüşür. Biraz su içmek ister o da öyle. Birdenbire içinde olduğu durumun korkunçluğunu anlayan Kral, kendisini bu felaketten kurtarması, sahip olduğu yeteneği geri alması için Dionysos tanrıya yalvarır. O da dersini yeterince aldığına inandığı için Midas'ın Paktolos Irmağının sularında yıkanmasını söyler. Irmağın sularına giren Midas, yeteneğini sulara bırakır, Paktolos Irmağı da altın zerrecikleriyle dolar."
·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.