Macar İhtilali tarihin en kısa ihtilallerinden biri olsa da geride kalan yüzyılda bıraktığı etki çok büyük olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrası Yalta Konferası ile beraber dünyanın iki kutuplu bir hal alacağı anlaşılmıştı. Stalin'in yarattığı makine, elde ettiği başarı ile Lenin'in kurduğu Sovyetlerin hem teoride hem de pratikte başarılı olduğunu ispat etmişti. Tüm dünyada komünizme olan ilgili artmaya başlamıştı. Dünyaca ünlü aydınlar ve filozoflar bir bir komünist partilere üye oluyordu. Lakin çok geçmeden Stalin Doğu Avrupa'yı demir bir perde ile Batı'dan ayırmaya başladı. Adı Halk demokrasisi olan Sovyet kukla hükümetleri kurulmaya başladı. Adım adım kültürler Ruslaştırılmaya başladı. ABD'nin sinemayla, sosyal yardımlarla, edebiyatla yaptığını Ruslar silah zoruyla yapmaya çalışıyordu. 1956 yılının Ekim ayında yaşanan birkaç günlük ihtilal çok dramatik anların yaşandığı bir dönemdi. Avrupa ve ABD kamuoyunun ilgisini çekmesiyle, dünyaca ünlü aydınların desteğiyle ve Kruşçev'in müdahale etmekte tereddüt edip geç kalması ile. Bir anda direnişçiler zafer kazandıklarını düşündü. Imre Nagy'i başbakan ilan ettiler. Tek parti sistemini ortadan kaldırıp, çok partili sistemi ilan ettiler. Egemenliğin ilanı zirve noktasıydı. Aynı dönemde Süveyş Kanalı'nın millileştirilmesi ve yaşananlar maalesef Macarların haklı direnişinin unutulmasını ve etkisini kaybetmesine sebep oldu. Imre Nagy'nin idamı dramatik bir sondu. En nihayetinde Macar ihtilali Sovyet komünizminin gerçek yüzünü gösteren ilk büyük direnişti. Fransa'da komünist partide büyük ayrılıklar ve görüş ayrılıkları yaşandı. Aydınlar yavaş yavaş Sovyet Komünizminin bir aldatmaca olduğunu anladı. Polonya'da

1956 Macar İhtilaliFrançois Fejtö · Bilge Kültür Sanat · 201211 okunma

·

97 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Murattgenstein