"Veba salgını, 2013 yazında başladı. 27 yaşındaydım ve
her şeyi çok iyi hatırlıyorum. Kablosuz haberleşme aygıtlarıyla iletilen haberlerde ... "
"O zamanlar binlerce kilometre uzaktan bile birbirimizle
havadan haberleşip konuşabilirdik. New York'ta tuhaf bir
salgın hastalığın patlak verdiği haberi geldi. ABD'nin bu en büyük şehrinde o zamanlar 17 milyon kişi yaşardı. Kimse bu
haberi duyunca kötü bir şey düşünmedi. Küçük bir salgındı.
Sadece birkaç kişi ölmüştü. Görülüyordu ki bu hastalığın ilk
işaretlerinden biri yüzün ve tüm vücudun kızarmasıydı, bir
de hastalığa yakalananlar çok kısa sürede ölüyordu. Yirmi
dört saat sonra hastalığın Chicago'da da bir kişide görüldüğü haber verildi. Aynı gün Chicago'dan sonra dünyanın en
kalabalık şehri Londra'nın da iki haftadır bu hastalıkla gizlice savaştığı ve bu konudaki haberlerin sansürlendiği, yani
kendi şehirlerinde salgın hastalığın görüldüğünün dünyaca
duyulmasını engelledikleri bildirildi.Durwn ciddi görünüyordu ama California'da yaşayan
bizler ve bu saydığım yerler dışındaki şehirlerde yaşayanlar
telaş etmedik. Geçmişte diğer mikropları yok etmenin yolunu
nasıl buldularsa, bakteriyologların bu hastalığı da yeneceğinden emindik. Bizi endişelendiren şey, bu mikrobun insanları
inanılmayacak kadar kısa bir sürede öldürmesi ve vücuduna
girdiği kimsenin sağ kurtulamamasıydı.Hastalığa yakalanan
kimse iyileşememişti. Asya'dan başlayan daha önceki kolera
hastalığında, akşam beraber gayet güzel yemek yediğiniz sağlıklı kişinin, sabah iyice erken kalkarsanız, cenazesini sedyeyle çıkardıklarını pencerenizden görebilirdiniz. Bu yeni salgın
o hastalıktan bile beterdi; çok daha hızlıydı, çok ...