Ahmet Murat şairane üslubuyla Süleymaniye'nin taşını, avlusunu, mihrabını, pencerelerini, minarelerini, kısaca camiyi oluşturan tüm uzuvları , yetmedi camiyi farklı yerlerden temaşaları, Sinan'ın Süleymaniye hayalinin hayaline dair anlatıları bile yazıyor. Süleymaniye'nin ruhunun ve bedeninin bütününde, ayrı ayrı parçalarında zuhur eden anlamlara dair keşiflerini sunuyor. Bu keşifleri oranın sakini birinin yaptığını anlıyorsunuz, sadece sıradan bir sakini olmakla kalmayıp bunu ilmi ve edebi kişiliğiyle harmanlayarak gözleyen, izleyen ve yaşayan birinin anlattığını görüyorsunuz kitapta. Kısa kısa her biri farklı bir mevzuya bazen genel olarak camilerden bahis açıp sonra bunu Süleymaniye'ye indirgeyerek bazen Süleymaniye'den açıp müminlerin ibadetlerine, Kabe'ye, İstanbul'un semtlerine bağlayarak yazılmış denemelerden oluşuyor kitap. Ahmet Murat'a tam anlamıyla ait bu dilin , belki bazen çetrefilli, anlama ulaşması zor ama yumuşak, nazik ve imgelerle, benzetmelerle, anlam taşmalarıyla doluluğunun da tadından alamıyoruz kendimizi okurken. Belki kitapta yer alan sembolizm, mimariyi anlamlandırma çalışmaları, ilk bakışta yorucu ya da zorlama değerlendirmeler gibi görülebilir. Buna katılmadığıma karar verdim, çünkü Ahmet Murat bu kadar incik cıncık , detay gibi görünen (görünen ama değil) anlatımları yaparken bir kere Süleymaniye gibi hepimizin en güzel sözleri hak ettiğini kabul ettiğimiz bir yapıyı merkeze alıyor hem de bunu kendi ilmi birikimi, şairane dili ile harmanlayarak, yaptığı imlemeleri de belli ki fazlaca çabadan ya da gözlemlemiş, bağ kurmuş, düşünmüş , düşlemiş olarak yapıyor. Bir de Süleymaniye'ye dair söylenebilecek sözlerin hayaline de dalabiliyoruz, vay be Süleymaniye sen nesin deyip Hamd'a varıyoruz. Son olarak, kitabın kapağını kapattığımızda bir sonraki Süleymaniye ziyaretimizin öncekilerle aynı olmayacağını hissediyoruz. Şimdi gidip Süleymaniye'de bir ikindi eda edip, bahçesinde vakit geçirdiğimde Süleymaniye'ye Ahmet Murat'ın anlattıklarının bende bıraktıklarıyla başka anlamlar yükleyeceğimi öngörüyorum. Süleymaniye'ye aynı kapılardan fakat farklı gözlerle, hislerle ve tahayyüllerle gireceğim belli ki.

Taşı TaşırmakAhmet Murat · Ketebe Yayınları · 2023257 okunma

·

101 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zeynep Bilgiç