Gönderi

Uzak Diasporada nüfusları azalmakla birlikte hala adlarından bahsedilen en önemli Tatar/Mişer topluluğu Finlandiya'da yaşar. Aslında uzak diasporaya dağılan Tatarların büyük çoğunluğu Mişer kökenlidir. Finlandiya'daki Mişerlerin kendi cemiyetlerini uzun yıllar ayakta tutabilmelerinin esas sebebi varlıklı olmalarından kaynaklanmaktadır. Kurucu ataları tüccar olduklarından, zamanında bir hayli arsa, bina ve daire alarak bugüne maddi açıdan güçlü bir cemiyet (dernek) bırakma öngörüsüne sahip olmuşlardır. Aslında bugünkü üyeler yatıp kalkıp bu büyüklerine duacı olmalılardır. Haksızlık yapmayalım, şimdiki üyelerde de derneklerine bağlılık devam etmektedir. Finlandiya Tatarlarında cemiyeti destekleme bir gelenek haline gelmiş, kimsesiz olanlar mal ve mülklerini genellikle cemaate vasiyet etmektedirler. Bu da cemaat yönetimini daha da güçlü kılmaktadır. Şimdi cemaat Fin makamları ve başta Türkiye olmak üzere diğer Müslüman ülkelerinde kazandığı prestiji korumakla mükellef bir durumdadır. Yani yöneticiler bu gibi diplomatik vazifeleri yürütmek için fedakarlıklarda bulunmak zorundadırlar. Dünyanın hiçbir yerine 600-700 kişilik bir topluluk bu kadar değişik merkezlerin itibarında olamazdı. Finlandiya Tatarları bunu başarmışlardır. Fakat yine de dünyadaki değişen siyasi şartlara uyum sağlamaya da gayret etmeleri gerekir. Yoksa neredeyse bir asıra yaklaşan bu fedakar uğraşları heba olabilir. Ne Türkiye'de, ne ABD'de ne de Avustralya'daki Tatarlar kendi ülkelerinde böyle yüksek bir prestije ve saygınlığa sahip değillerdir. Tabii bunda 5 milyonluk küçük bir ülkede yaşamalarının, iyi mesleklere sahip olmalarının ve varlıklı olmalarının önemli rolü vardır. Ayrıca bugünkü saldırgan İslami örneklerle değil, sakin çevrelerine saygılı ve Hıristiyanlara ters gelen davranışlardan, örneğin kılık-kıyafette, sakınarak İslam'ın güzel yüzünü temsil etmeleri de Fin makamlarına hoşgörülü davranmak için zemin hazırlamıştır. Ancak bugün hele yakınlarda 13 Kasım 20155 yılında Paris'teki ikinci büyük terör saldırısından sonra 130 kişi ölünce, 23 Mart 2016'da Brüksel'den dört ayrı yere saldırıdan yirminin üzerinde insanın ölüp, 1 70 kişinin yaralanmasından sonra gerek IŞİD' e gerekse Müslümanlara bakış çok menfiye döndü. Finlandiya'da bu Tatarların dışında da Türkiye ve değişik Arap ülkelerinden gelen başka Müslümanlar mevcuttur. Onlara Fin cemaatinin o kadar da hoş görülü davranmayacağını söylemek için münnecim olmak gerekmemektedir. Dolaysıyla hemşerilerimizin sıkıntıya düşme ihtimali de yok değildir. Finlandiya SSCB'deki Tatarlar ıçın bir çıkış noktası olmuş ve 1 990'dan sonra da sıkça ziyaret edilen bir merkeze dönüşmüştür. Dolaysıyla Tatar basınında Finlandiya Tatarlarına diğer diaspora Tatarları ile mukayese edildiğinde daha büyük ilgi gösterilir. Herşey bir tarafa Finlandiya dernekleri zengin ve Kazan'dan her hangi bir maddi beklenti içinde değildirler. Yani bu maddi güç ki, maddiyat aslında hayatta en önemli unsur olduğuna göre, bir takım üstünlükleri de kendisi ile birlikte getirmektedir. Finlandiya İslam Cemaati Kazan'dan hemen her yıl birilerini davet etmekte ve bütün masraflarını karşılamaktadır. Bu davet edilenler ekseriyetle din adamları ve sanatkarlar olmaktadır. Neticede bu şahıslara yurt dışına çıkma şansını vermektedirler. Uzak diasporada yaşayan esas vatanlarından neredeyse yüz veya daha fazla yıl uzak kalan dağınık Tatar topluluklarının zaman içinde yaşadıkları toplumlara entegre olmaları doğal bir sonuç gibi gözükmektedir. Ancak gerçekleştirdikleri faaliyetler kayıt altına alınırsa, Finlandiya tarihine de bir unsur olarak gireceklerine şüphe yoktur. Finlandiya Tatarları daha nice yıllar Rusya'daki Tatarlar için de önemli bir merkez olarak anılmaya devam edecektir.
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.