Ahmedo'dan..Hasret neydi, ilk tanıklık ettiğim adamdır Ahmed Arif.. Mapusta çektiği çileler, toplumsal meseleler, eşine olan yazdığı aşk şiirleri bir yana, hamallık yapıp posta pulu alabilmek... kaçıncı boyutudur bu bilemiyorum ama Ahmed'in Leylası olabilmek çok başka olmalı.. Bu nasıl bir hasrettir ki prangalar eskitir? Bu nasıl bir sevdadır ki saçlara kan gülleri takmak ister? Bütün şiirleri çok güzel fakat bu şiirin bendeki yeri çok ayrıdır. Sadece ona odaklanmış gibi olacağım belki ama böyle bir aşk yok yahu.. böyle bir sevda yok.. içeride olan bir adamın kaleme aldığı o kadar belli ki.. Ahmed Arif prangasıyla beklemek diye şiir yazmıştım bir zamanlar.. kendisinden başka kimseden de
dinlenmez şiirleri, öyle de farklı bir adamdır..
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...